Lider Haber

Elitist Kaygı Gütmeyen Muhalefetin İlham Kaynaklarından Birisinin Ardından…

Elitist Kaygı Gütmeyen Muhalefetin İlham Kaynaklarından Birisinin Ardından…
Mehmet Akif Ertaş( akif@liderhaber.com )
24 Temmuz 2020 - 0:19

 

Seyfi Dursunoğlu namıdiğer Huysuz Virjin’in 17 Temmuz 2020 tarihinde vefat etmesinin ardından müzisyen Hasan Cihat Örter, adı sosyal, içeriği, eli yüzü düzgün bir avuç girişim hâricinde her hâliyle asosyal medyada, eleştiriyi hakaretle karıştıran cümlelerini yayımlar.

Sözü edilen sorun aslında sadece Örter’e özgü değildir. Zira eleştiri, Türkiye’de bu işin ehli olduğunu iddia edenlerce itibar kaybetmekten kurtulamamıştır. Bunun arkasında, sadece sıradan olmakla itham edilenin değil, birikimini, donanımını her göze sokmaya çalışanın, ifrat ile tefrit arasında gidip gelmesi, mutedil, dahası, hakkaniyetli olma kültüründen geçilemeden eleştirmenlik elbisesinin kuşanılması ya da elbisenin bedene bir şekilde uydurulmaya çalıştırılması vardır.

Cümlelerinin arka planı kurcalandığında Örter’in Huysuz Virjin’i, sanatla elitist kaygı gütmeden iştigal ettiği için ötekileştirmeye çalıştığı berrak bir şekilde görülebilecektir. Örter’in tepkisini, müzik özelinde sanata bakışı hesaba katıldığında yadırgamak, yadırgayana kâr getirmez çünkü cümleleriyle kendisini nerede konumlandırdığını belgelemiştir.

İmza attığı her çalışmayla, elitist kaygı güden kulağa hitap eden Örter, yere göğe sığdırılamayanlar listesinde her daim ilk sırada yerini almıştır. Bu konumdaki birinin, güldürüp eğlendirmesine ve benimsenmesine rağmen, kendisini istim üstünde hissetmekten kutulamayanı anlayamaması doğal karşılanmalıdır çünkü sanat, elitist kaygıyı baş tacı ediyor ve sanatçı da çöpsüz üzüm, sapsız armut gibi görülüyorsa, ötekileştirme mekanizmasını sanatçıya sorgulatmaz, aksine sanatçının ona tâbi olmasının zeminini hazırlar.

Sanat insana empatik ilişki kurma kabiliyetini kazandırır; insan, sanat sayesinde sempati havzasını bereketlendirir ama merkezine elitist kaygıyı yerleştiren sanat, merkezle doğrudan bağ kuran sanatçıyı antipati abidesi olarak takdim eder, o da, sanatı bir tahakküm aracı olarak kullanarak, kendisi gibi düşünmeyeni yok sayma hakkını elinde bulundurur.

İğne ve çuvaldız yağmuruna tutulması gereken sadece Örter değil, ondan bir antipati abidesi çıkarmayı başaranlardır.

Onlar Huysuz Virjin’i de sadece güldüren, eğlendiren şarkıcı olarak görmüş, şarkılarındaki ve cümlelerindeki keskin muhalefetin ayırdına varamamışlardır.

Huysuz Virjin, Katina adlı kantosunu seslendirirken kendilerinden geçenler, kantonun öznesinin, eline aldığı nesneleri niçin kullanamadığını düşünememişlerdir çünkü onları kendilerinden geçirenin, Katina aracılığıyla Türkiye’nin iki kara günüden, 6 ve 7 Eylül’den söz ettiğini fark edememişlerdir.

Huysuz Virjin’le eğilip bükülmeyen, hüngür şakır ağlamayan, nispet yapmanın ötesine geçerek 6 ve 7 Eylül’ü hatırlatan Katina, bu duruşuyla, sesleri Katina gibi kısılmaya çalışılanların hislerine tercüman olmuştur.

Katina, sadece, Huysuz Virjin’le sahnede değil, reklam dâhil her alanda varlığını hissettirmiş, sektörle senli benli olması taviz vermesini beraberinde getirmemiştir.

Seyfi Dursunoğlu namıdiğer Huysuz Virjin; elitist kaygı güdenlerin ulaşamadıkları yerlerde, elitizm kadar lümpenlikle de arasına mesafe yerleştirerek adından ve çalışmalarından söz ettirerek; aynı zamanda, Türkiye’ye özgü popüler ve popülist kültürü iğneli fıçıya oturtmak ve muhalif tavrı kitabın ortasından konuşarak takınma derdiyle yanıp tutuşanlara ilham kaynağı olduğu bir ömür sürerek bu dünyadan göçmüştür.

Kısırdöngü illetinden yakalarını kurtaramayarak kaynağı başka yerlerde aramaya ısrar edenler için, bu saatten sonra, Yolunuz açık olsun!dan başka cümlenin kurulmasının gereği yoktur.

LİDER HABER.... HABERİN LİDERİ...

porno sex brazzers porno hd porno porn porno seyret hack forum

betmarino aresbet betnano asyabahis mroyun bahigo mobilbahis bets10 imajbet betper