Lider Haber

İnsanı Yerinde Saydıran İllet: Zevzeklik

İnsanı Yerinde Saydıran İllet: Zevzeklik
Mehmet Akif Ertaş( akif@liderhaber.com )
03 Temmuz 2020 - 0:56

Çok ve dolayısıyla boş konuşma fiilinin karşılığı olan zevzeklik, katı gerçekliği metinlerine olduğu gibi aktaran edebiyatçıların, bu özelliği taşıyan sorunlu karakterlerini tanıtmak için kullandıkları fiillerdendir ve Âşık Mahzunî Şerif sayesinde dillere pelesenk olmuştur.

Arif Sağ’ı iğne ve çuvaldız yağmuruna tutmak için kaleme alındığı rivayet edilse de Zevzek, türlü çeşitli payeleri alan ama insan olma aşamasına gelemeyenlerin trajikomik portresini çizmeyi amaçlamıştır.

2 Temmuz 1993 tarihinde, Sivas’taki Madımak otelinde gerçekleşen cinayetin ardından kaleme alınan Zevzek, kendilerini, her yerde, her daim hassasiyet abidesi gibi servis edenlerin aslında hassasiyetin h’sinde bile duramadıklarını berrak bir şekilde vurgulamıştır.

Âşık Mahzunî Şerif’in nazarında zevzekliğin tarihi, insanlığın tarihi kadar eskidir ve insan önce insan olmayı öğrenemediği ve kavrayamadığı müddetçe zevzeklik bir illet olarak ondan ayrılmamaya devam edecektir.

Bilindiği üzere Âşık Mahzunî Şerif, sadece eleştirinin değil,  özeleştirinin de baş tacı edilmesi düşüncesiyle kalemini ve bağlamasını eline almış, sesini yükseltmiş bir âşık ozandır. O, Julius Caesar Watts’ın, Kişilikli olmak, kimse görmediği zaman da doğru olanı yapmaktır cümlesini somutlaştıran bir hayata imza atmıştır ve bu şekilde davranmasını da özeleştiriyi, eleştiriden ayırmamasına borçludur. Bu özellik kendisinin alametifarikası olduğu ve onun gibi düşündüğünü söyleyenlerin, pratiklerinin teorileriyle ayrı tellerden çaldığını gördüğü için onları sert bir dille uyaran Zevzek’i gün yüzüne çıkarmıştır.

Âşık Mahzunî Şerif, köşeden laf yetiştirme ve acı parsası toplama gibi sorunlu fiillerin, daha önce yaşanan cinayetlerin ardından da gündeme, kendisi gibi düşündüğünü, yaşadığını söyleyenlerce getirildiğinin tanığıdır, bu yüzden de farklı çizgide ilerleyenlere yüklenme gereğini hissetmemiştir.

Madımak ve onun ne yazık ki rövanşı gibi görülen Başbağlar cinayetleri, Fethullahçı Terör Örgütü’nün sosyopolitik ve sosyokültürel bağlamlarda palazlandırıldığı yıllarda gerçekleşmiştir. Zemini hazırlayan 12 Eylül, katları üst üste koyan ve apartman çalışmasını nihayete erdirense Madımak ve Başbağlar sürecidir.

Kendilerinin “Toplumcu- Gerçekçi” olduklarını söyleyen ancak gerçekçiliği değil, santimantal cazgırlığı özümsemiş kelimelerini bir araya getiren sözümona edebiyatçılar, sözü edilen yıllarda ve sonrasında, imza günlerinde boy göstermeyi,  mücadele etmeye yeğledikleri ve edebiyattaki cemaatçi yapılanmaya karşı sessiz kaldıkları için, zevzeklik, Âşık Mahzunî’ye göre onları da bağlayan bir sorundur.

Madımak cinayetinin ardından, cinayette boğularak canından olan isimlerin çalışmalarının klişenin esaretinden çıkılamayarak tanıtılması, tarihler 3 Temmuz’u gösterdiğinde, sayısı bir elin parmağını ancak geçen insanlarca hatırlanması da zevzeklik başlığı altında ele alınmalıdır. Zaten bu bağlamdaki zevzeklik, sadece edebiyat, değil, kültür, sanat ortamının olmazsa olmazıdır.

Madımak’ta boğularak canlarından olan kıymetlilerin kemiklerinin sızlamaması için zevzekliğin geçer akçe olmadığı bir döneme adım atılmalıdır. Onları layıkıyla tanıtmak için atılacak adımlar, Türkiye’nin kültür, sanat edebiyat ortamının az da olsa nefes almasını sağlayacaktır.

 

 

 

 

 

LİDER HABER.... HABERİN LİDERİ...

porno sex brazzers porno hd porno porn porno seyret hack forum

betmarino aresbet betnano asyabahis mroyun bahigo mobilbahis bets10 imajbet betper