Lider Haber

Kadıköy’ün Fethi

Kadıköy’ün Fethi
Ravşan Alioğlu( ravsan@liderhaber.com )
24 Şubat 2020 - 17:35

Spor Toto Süper Lig’in 23. haftasında Galatasaray, deplasmanda Fenerbahçe’yi 3-1’lik skorla mağlup etti. Galatasaray bu sonuçla ezeli rakibini 20 yıl aradan sonra Kadıköy’de yenmiş oldu.

Maç öncesinde daha formda görünen taraf son altı maçının tamamını kazanarak gelen Galatasaray’dı. Son üç maçından sadece bir puan çıkarabilen Fenerbahçe ise her şeye rağmen evinde yenilmeyecek gibi duruyordu. Galatasaray’da Fatih Terim Lemina’nın yokluğunda savunmadan baskıyı kırarak top çıkarabilmek için formasyonda değişikliğe gitti. Son haftaların formda isimleri Adem ve Emre Akbaba taktik icabı kulübedeydi. Orta alanda Lemina’nın görevini Seri üstlendi. Ancak Seri, Lemina kadar fizikli bir orta saha oyuncusu olmadığından dolayı Fatih Terim o bölgede Ömer ve Belhanda’yı da kullanmayı tercih etti. Fenerbahçe’de ise Ersun Yanal’ın tercihleri beni çok şaşırttı. Sezon başından beri sakatlıklarla boğuşan Hasan Ali Kaldırım ve Galatasaray maçına kadar sadece 30 dakika görev almış Tolgay’la başlaması bana göre büyük hatalardı. Jailson’un stoper olmadığını önceki yazılarımın çoğunda belirtmiştim. Hasan Ali ve Tolgay hazır değil. Tolga Ciğerci sol kanat değil ve o bölgede verimsiz. Bu koşullar altında Fenerbahçe oyun olarak kazanması çok zor görünüyordu. Rakiplerine üstünlük kurduğu maçlarda bunu fizik yönünden başarmıştı. Beşiktaş ve Başakşehir maçlarında çok pozisyon bulan, rakibi boğan bir oyun oynamamış ama ön alanda baskı yaparak ve topun rakip sahada kalmasını sağlayarak istediğini almıştı. Galatasaray’da ise tek endişem orta alanda Lemina’nın yokluğunda Seri’nin, Fenerbahçe’nin presi karşısında takımı ileriye çıkarıp çıkaramayacağı idi. Maça Galatasaray etkili başladı. Daha ilk saniyelerde Onyekuru savunma arkasına sarktı. Ardından dördüncü dakikada yine Onyekuru çok net bir gol kaçırdı. Galatasaray’ın hücum planı Onyekuru’yu Isla ve Jailson’un arasından savunmanın arkasına kaçırmaktı. İlk bölümde Galatasaray iyi başladı. 10-12. dakikadan sonra Fenerbahçe dengeyi kurdu. Ancak henüz pozisyonu yoktu. Fenerbahçe ilk kez üst üste top yaparak rakip kaleye gittiğinde penaltı kazandı ve golü attı. Penaltı pozisyonu için bir değerlendirme yapmam gerekirse ben kesinlikle o pozisyona penaltı vermezdim. Marcao önce topa değiyor. Vedat da en küçük bir hamle de kendini yere bırakmak için hazırdı bana göre. Hakem hakkında yazımın devamında değerlendirme yapacağım. Golden sonra Galatasaray demoralize olmadı ve oyuna hükmetti. İlk yarı boyunca rakip kaleye gitmekte ısrar etti. Feghouli orta sahaya gelerek Seri ve Belhanda’ya oyunu kurmak konusunda yardımcı oldu. Seri’ye ayrı bir parantez açmak istiyorum. Seri ikili mücadeleler konusunda biraz narin bir oyuncu. Fizikli oyunda kolay top kaybedebilecek gibi bir görüntüsü var. Ama derbide çok soğukkanlıydı ve yaptığı paslarla Fenerbahçe baskısını kırdı. Galatasaray Feghouli, Belhanda, Mariano ve Seri ile olağanüstü bir şekilde presi kırarak ileriye çıktı. İleride Onyekuru her an savunma arkasına sarkmak için hazırdı. Ayrıca Onyekuru maç boyunca Fenerbahçe savunmasını yıprattı ve Fenerbahçe buna çözüm bulamadı. Galatasaray tehlikeli pozisyonlar yakaladı ve oyunu rakip kaleye yıktı. Bu oyun bir golü hak ediyordu. Ve neticesinde Donk 40. dakikada golü attı. Golden sonra Galatasaray sanıyorum devreye bu skorla gireyim düşüncesine girdi ve oyuna hükmetmekten vazgeçti. Fenerbahçe birkaç yan top yapsa da pozisyon bulamadı ve ilk yarı 1-1 sona erdi. İkinci yarıda Galatasaray daha düşük tempoda oyunu kabul etti. Fenerbahçe rakip kaleye gitmeye çalıştı ama Tolgay’ın hiç hazır olmadığı belli oluyordu. O yüzden pozisyona girebilmek için Fenerbahçe oyunun belli bölümlerinde Vedat’a uzun top attı. Bu da bir taktik elbette. Ama ben bunu çaresizlikle başvurulmuş bir yöntem olarak görüyorum. Tolga, Ozan, Tolgay üretkenlikten uzaktı. Dirar vasattı. Durum böyle olunca yaratıcılık açısından tüm yük Kruse’a bindi ama o da etkisiz kaldı. Bir de Ozan resmen bir provokatör görüntüsü içindeydi. Savunmada topa müdahale ettikten sonra Belhanda’ya bağırması onu sinirlendirip oyundan attırmak içindi. Her pozisyonda hakemin yanında bitti. İtirazlara devam etti. Ancak oyun olarak ne yaptı diye bakarsak kesinlikle çok etkisizdi.  Galatasaray maça çok iyi hazırlanmış ve rakibi çok iyi analiz etmişti. 80. Dakikada Galatasaray maçın başından beri uyguladığı ve her seferinde etkili olduğu hücum taktiğini bir kez daha kullandı ve Onyekuru ile penaltı kazandı. Jailson pozisyonda topa da değiyor ama Onyekuru’yu da bir hayli bozuyor. Hakem buna penaltı vermese niye vermedin demezdim. Yoruma açık bir pozisyon bence. Falcao’nun golü ile 2-1 öne geçti. Belhanda Galatasaray’ın kırmızı karta en yakın oyuncusuydu ve yaptıkları beni şaşırtmadı. Kalan bölümde Fenerbahçe adına en etkili iki pozisyon Mehmet Ekici’nin iki şutuydu. Uzatma dakikalarında Onyekuru üçüncü golü attı, fişi çekti ve 20 yıllık tarihi yıktı.

Maçın hakemi Halil Umut Meler kariyerindeki ilk derbiyi yönetti. Maçın başından sonuna kadar verdiği kararlarda hiç geri adım atmadı ve gördüğünü çaldı. İkili mücadelelerde sertliklere izin vermeyerek maçın gerginlik seviyesinin artmasını engelledi. Ben ilk defa Kadıköy’de oynanan bir Fenerbahçe-Galatasaray maçında deplasman takımını ezdirmeyen bir hakem gördüm. Fenerbahçeli oyuncular her pozisyonda hakeme itiraz etti, hakemin üzerine gelerek onu baskı altına almaya çalıştı. Ancak faul pozisyonlarına tekrar baktığımda Fenerbahçeli futbolcuların neden bu kadar çok itiraz ettiğini anlayamadım. Hakem net bir şekilde faul olan basit pozisyonlarda doğru kararlar verdi. Ancak Fenerbahçe takımı özellikle Kadıköy’de oynadığı maçlarda sert oynayarak, sürekli fauller yaparak, hakemi de arkasına alarak oyun üstünlüğünü ele geçirmeye alışkın olduğundan, bu kez aynısı olmayınca isyan etti. Galatasaray Kadıköy’de geçen sene hatta yıllar önce de kazanabilirdi. Geçen seneki maçta Dirar’ın Feghouli’ye yaptığı faulü vermeyen Ali Palabıyık neredeyse hiç konuşulmadı. Galatasaray o maçta da üstün oynamıştı. Galatasaray 2012’de de (2-2 biten maç)kazanabilirdi. Geçen sene Galatasaray hakemlerden dert yakınınca ‘’Hakemler de insandır hata yapabilir’’ diyen Ali Koç uzun zamandır hakemlerden şikayet ediyor. Hatta geçen hafta kendince haklı olduğu pozisyonları gösterdiği bir basın toplantısı yapmıştı. Ancak onun görmediği, görmek istemediği Fenerbahçe lehine yapılan hatalar ne olacak? Başka takımlar da emek veriyor onlar ne olacak? Bu hafta yine Ali Koç’un çıkıp hakemle ilgili açıklamalar yapmasını bekliyorum. Geçtiğimiz sezon Fatih Terim ‘’Adalet herkese lazım’’ demişti. Bence adalet yerini buldu. İsteyen, mücadele eden, üstün oynayan, pozisyonlara giren Galatasaray hak ettiği bir galibiyet aldı. Fernando Muslera maç boyu yere bile yatmadı. Ben uzun zaman sonra Muslera’nın bu kadar rahat geçirdiği derbi gördüm. Yani Fenerbahçeliler hakem konuşmadan önce oynadıkları oyuna baksınlar. Kaç pozisyonları var ona baksınlar. Acaba hücumda hiç varlık gösterebilmişler mi? ‘Ali Koç vizyonu’  nedir acaba? Bir de Ersun Yanal’ı getirdi.Onlarca yanlış transfer, o kadar harcanan para, geçen sezon kümede kalmayı mayıs ayında garantileyen bir Fenerbahçe vardı. Ali Koç ilk sezonunda üç Galatasaray kupası gördü. Sol bek yok, stoper yok, doğru düzgün bir kanat oyuncusu yok. Galatasaray’ın, Beşiktaş’ın kadroda istemediği oyuncular olan Tolgay, Tolga Ciğeci, Serdar Aziz gibi oyuncuları aldılar. Takımda performans gösteren tek stoper var Serdar Aziz, onu da Galatasaray serbest bıraktı. Ali Koç bütün bu başarısızlıklarının üstüne Kadıköy yenilgisini de ekledi. Her seferinde başarısızlıklarını örtmek için Fatih Terim’e ya da Galatasaray’a sallıyor, gündemi değiştirmeye çalışıyordu. Bakalım bu sefer ne gibi suçlamalar yapacak? Gerçi Kadıköy yenilgisini örtmek için büyük bir şey bulması gerekecek.

Ersun Yanal Fenerbahçelilerin yoğun istekleri üzerine geçtiğimiz sezonun ilk yarısının sonunda takımın başına gelmişti. Ancak Ersun Yanal’dan çok onun oyunu isteniyordu. 2013-2014 sezonunda oynattığı müthiş hücum futbolu bekleniyordu. Fakat O takım ile bu takım arasında uçurum var. O başka bir konu. Sonuca gitmek için farklı bir oyun da tercih edebilirsiniz. Ersun Yanal olmayacak şeyleri deniyor ve bunda ısrar ediyor. Bu takımın stoperi, sol beki ve verimli kanatları yok. Fenerbahçe’nin anlatıldığı kadar iyi bir takım olmadığını daha önce de söylemiştim. Ve sonunda balon patladı. Yok sol bek Dirar, yok stoper Jailson bunlarla şampiyonluk gelmez, bu iş yürümez demiştim. Stopere Falette alındı o da Galatasaray maçında oynamayacaksa nerede oynayacak?  Büyük potansiyel gösterilen Ferdi Kadıoğlu nerede? Tolga Ciğerci’den de mi kötü yoksa? Fenerbahçe’yi nasıl bir süreç bekliyor? Önümüzdeki günlerde göreceğiz. Ancak sezonun en zor maçlarından birini kazanan Galatasaray’ın bu yarışı kolay kolay bırakacağını sanmıyorum.

 

LİDER HABER.... HABERİN LİDERİ...

porno sex brazzers porno hd porno porn porno seyret hack forum

betmarino aresbet betnano asyabahis mroyun bahigo mobilbahis bets10 imajbet betper