Lider Haber

Kültürel Emperyalizm’in Araçlarından Biri: Shakira

Kültürel Emperyalizm’in Araçlarından Biri: Shakira
Mehmet Akif Ertaş( akif@liderhaber.com )
28 Ağustos 2020 - 10:08

 

2 Şubat 1977 tarihinde Kolombiya’nın Barranquilla şehrinde dünyaya gözlerini açan Shakira’nın ailesi buraya Lübnan’dan gelmiştir.

Orta Doğu olarak bilinse de bu adı almasını sömürgeci zihniyete borçlu olan, bu yüzden de Orta Doğululaştırılmış Coğrafya olarak anılması gereken bir bölgenin bir ülkesinden, Latin Amerika olarak adlandırılan başka bir coğrafyadaki bir ülkeye göç etmek aileye travma yaşatmış olsa da, ailenin, asıl adı Shakira Isabel Mebarak Ripoll olan üyesi, yüz kırk milyon dolarlık servetiyle, dünyanın en çok kazanan Latin şarkıcısı unvanını kazanmış ve maddi birikimi dışında fiziğiyle de konuşulmuş, şarkılarıyla neye hizmet ettiği ve şarkılarının kaynağı az sayıda hakiki müzik yazarı ve eleştirmeni dışında kimseyi ilgilendirmemiştir.

Shakira’nın Arap ve Latin ezgilerini ortak bir paydada buluşturan şarkıları; Edward Wade Said, John Tomlison gibi teorisyenlerin yoğunlaştıkları Kültürel Emperyalizm kavramının yerini sağlamlaştırmayı amaçlamış olsa da, Orta Doğululuğuyla tam anlamıyla yüzleşememiş bir ülke olan Türkiye’de de Shakira, Eğlenceli Vakit Geçirten Şarkıların Şarkıcısı olarak konumlandırılmış ancak eğlencenin, içinde şiddeti de barındırdığı hesaba katılmamıştır.

Sözü edilen şiddet, bir kadın şarkıcıya, kadınlığı rafa kaldıran şarkılar söyletilerek hissettirilmiştir.

Bu bağlamda Shakira yalnız değildir. Şarkılarını Lübnan aksanıyla seslendiren Najwa Karam da, kadınlığını ön plana çıkarmasına rağmen, erkeksiliğin altı özellikle çizilerek dinleyici ve izleyiciyle buluşturulmuştur.

Kültürel Emperyalizm kısa ömürlü olmamasını zaten kadını nesneleştirmesine borçludur. Shakira’yı, Karam ve onu takip eden şarkıcılar kadar olmasa da etkileyen; sesini dejenerasyona uğratmadan Lübnan’dan dünyaya duyuran Feyruz, Kültürel Emperyalizm’in araç olarak kullanamadığı isimlerdendir. Böyle bir noktada durmasında, birilerini değil, kendisini mutlu etmek için müzikle iştigal etmesinin katkısı büyüktür.

Türkiye’de tanınır tanınmaz, Shakira’nın şarkılarının, stadyumlardan ve hipodromlardan sıklıkla yükselmesi ve buna, kendilerini; muhalif, ilerici vs. vs. olarak servis eden erkeklerin de ses çıkarmaması, Kültürel Emperyalizm kavramının yanında cinsiyetçiliğin de, sözü edilen özellikleri taşıyan erkeklerin hayatlarını belirlediği belgelemesi bakımından önemlidir.

Kültürel Emperyalizm kavramının sadece Shakira gibi şarkıcı ve dansçıları değil, Kolombiya’nın Nobel Edebiyat Ödülü almış edebiyatçısı Gabriel Garcia Marquez’i de esareti altına aldığını unutmamak gerekir.

Büyülü Gerçeklik gibi, Nazlı Eray’ın daha fazla istifade ettiği bir hareketin zeminini hazırlasa da ülkesinin, Kültürel Emperyalizm’in ağına düşürülmesine ses çıkarmaması, üstelik bu anlayışı ete kemiğe büründüren bir ödülü almak için ter dökmesi Marquez’in ister istemez Shakira’yla bir araya gelmesini kolaylaştırmaktadır.

İki kez Grammy, sekiz kez Latin Grammy, on dört kez de Bilboard Latin Müzik Ödülü alan Shakira, kalbinin Kültürel Emperyalizm için atmadığını şimdiye kadar ifade etmemesiyle samimi olduğunu gözler önüne sermektedir.

Samimiyeti, bir sorun, üstelik patolojik sorun olarak yaşayanlar ve ondan kurtulamayanlar, Shakira’yı kendi gerçekliğiyle idrak edemeyenlerdir.

Karşısındakini kendi gerçekliğiyle kabullenemeyenin, kendisini yok sayacağı unutulmamalıdır.

LİDER HABER.... HABERİN LİDERİ...

porno sex brazzers porno hd porno porn porno seyret hack forum

betmarino aresbet betnano asyabahis mroyun bahigo mobilbahis bets10 imajbet betper