Lider Haber

Oktay Ferik’ten imza günü

Oktay Ferik’ten imza günü
02 Aralık 2019 - 10:14

Yenişehirli genç şair Oktay Ferik, yayınladığı ilk kitabı ‘Şiirden Şuura Seyrüsefer’ adını verdiği kitabı için Bursa Ördekli Kültür Merkezi’nde imza günü düzenledi. 

  İmza gününe, Bursa Ülkü Ocakları İl Başkan Yardımcısı Saltuk Buğra Akdemir ve yönetimi, Osmangazi Ülkü Ocakları Başkanı Fatih Düzenli ve teşkilatı, Yenişehir Ülkü Ocakları Başkanı Ahmet Çekil, Türkav Bursa Şube Başkanı Muammer Kurnaz, Türkav Onursal Başkanı Zafer Özbek, 2 Nolu Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Fatih Gümüş, Milliyetçi Hareket Partisi Nilüfer Yönetim Kurulu Üyesi Filiz Dağhan Duzcu, Uludağ Üniversitesi Türk Dünyası Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Erdem Özdemir , Öğretim Görevlisi Sıla Türkay Yavuzel, Yıldırım Muhtarlar Derneği Başkanı Muhsin Sak, Yeşil Mahalle Muhtarı Hasan Basri Yekin, Beyazıt ve Şükraniye Mahalle Muhtarları, Nilüfer İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Ömer Işıkoğlu, Yıldırım Ayyıldız Spor Kulübü Yönetim Kurulu, Yenişehir Hatun İşi Kooperatifi Başkanı Tuğba Tarım, Bursa Büyükşehir Belediyesi Koordinasyon Daire Başkanlığı Asistanı Muhammed Kadir Tosun, ailesi ve yakın dostları katıldı. 

 

   İmza gününde konuşan Yenişehirli şair Oktay Ferik:

 Şiir bir milletin ruhudur. Ne diyordu Yurdakul;

Bırak beni haykırayım, susarsam sen mâtem et;

Unutma ki şâirleri haykırmayan bir millet,

Sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir.

   Bu vatan için hem kanını, hem göz yaşını akıtmış, canını dişine takarak çalışmış bütün kıymetlerimize.  Şühedamıza, Vükelamıza, Üdebamıza, Ümeramıza, Rahmet olsun cemi cümlesine. Selam olsun vatan, millet yolunda kalemlerini keskin bir kılıç hüneri ile kullananlara…

   Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son Ocak.

O benim milletimin yıldızıdır parlayacak

O benimdir o benim, milletimindir ancak

diyerek Türk İstiklal mücadelesine tercüman olan Akif’e selam olsun…

   Mehmedim! Sevinin başlar yüksekte,

Ölsekte sevinin geri dönsekte,

Sanma bu tekerlek kalır tümsekte

Yarın elbet bizim! Elbet bizimdir.

Gün doğmuş gün batmış ebet bizimdir. diyerek gönüllerimize yer edinen Necip Fazıl’a selam olsun.

   Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir

Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir.

Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir.

Kahramanlık saldırıp bir daha dönmemektir. diyerek atsız, isimsiz destanlaşmayı ruhumuza dokuyan Atsız Bey’e selam olsun.

   Selam olsun bayrak şairi Arif Nihat Asya’ya, Selam olsun Türkiye’m şairi Dilaver Cebeci’ye, Osman Yüksel’e bin selam. Arvasi Hoca’ya, Abdürrahim Karakoç’a, Yavuz Bülent Bakiler’e selam olsun. 

   Vatan ne Türkiye’dir Türklere, ne Türkistan

Vatan, büyük ve müebbet bir ülkedir: Turan, diyerek Türk birliğinin, Turan ülküsünü şiirleştiren Ziya Gökalp’e selam olsun.

   Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin

Dönersem kahbeyim millet yolunda bir azîmetten. diyen Hürriyet şairi Namık Kemal’e selam olsun. 

   Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi.

Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi.

Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyed nâmın,

Galip et, çünkü bu son ordusudur İslâm’ın! mısralarıyla Mehmetçiği gönüllerimizde abideleştiren Yahya Kemal’e selam olsun.

   Sultanü’ş Şuara Baki’ye, Istırap Şairi Fuzuli’ye, hiciv üstadı Nefi’ye ve daha nice kalem ve kelam üstadına selam olsun.

   Geçtiğimiz ay yayımlanan Şiirden Şuura Seyrüsefer isimli kitabımızın imza ve tanıtım programına hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz. Burada sizlerle buluşmayı, huzurlarınıza bu gayeye vasıl olmuş, tasavvur ettiği, mefkuresini gerçekleştirmiş biri olarak çıkmayı nasip eden Cenab-ı Vacibülamal’e hamdü senalar ediyorum. İnşallah kitabımızda ki satırlar, sadra düşer oradan da tıpkı kanın bütün vücudu dolaşıp bu devir daim ile vazifesini ifa ettiği gibi sadra düşen satırlar, ruha, fikre, akla, mantığa, tasavvura, ülküye dönüşür ve şuura doğru bir seyrüsefer bir yolculuğuna kalbolarak, amacına hizmet eder. En büyük temennimiz koskoca bir kitaptan bir kaç satır da olsa gönüller de iz bırakmaktır. Yukarıda isimlerini zikrettiğimiz ve her bireri birer yıldız mesabesindeki şairlerimizin yanında kendimizi şair olarak ifade etmekten haya ederim. Lakin şairlik iddiamdan da hiç bir zaman vazgeçmem. Elbette büyük çınarların gölgesinde onlardan feyiz alarak onların hakkını teslim ederek bu iddiamızı sürdüreceğiz. Merhum Abdürrahim Karakoç bir programda şairlik ile ilgili şu cümleleri kurmaktadır. ” Ülkemizde herkes öyle yada böyle şiirle hemhal olmuştur. Hiç olmayan okul sıralarında önemli gün ve haftalar dolayısıyla eline kalem alıp bir şeyler karalamıştır. Amatör olarak şiir ile iştigal edenlerimiz de az değildir. ama çok az kişi şair olabilmiştir. İşte bu çok az şair çıkarmanın ya da olabilmenin sırrı ” İddia sahibi ” olabilmektir. Bir mesele hakkında iddia sahibi olmalıyız. Her ne olursa olsun hepimize çocuklarımıza, gençlerimize en basit işten en ciddi işe kadar ne ile meşgul oluyorsak o işi ciddiyetle ele almalı ve o alanda uzmanlaşmayı hedef ittihaz etmeliyiz. Merhum Necip Fazıl’a şu an ülkemizde iki büyük şair vardır dediklerinde Merhum, ” Diğeri kim? ” diye kendisine has bir üslupla mukabele de bulunmuştur. Yani biri benim özgüveni ile iddası ile yazıyor. Abdürrahim Karakoç’un da ifade ettiği ruh işte tam budur. Yazıyorsak, çiziyorsak pes etmeksizin, yılmadan, yılgınlığa düşmeden iddiamıza uygun gayreti göstermeliyiz. Bizlerde yazıyoruz, çiziyoruz. Yolun başındayız. Üstat değiliz, Şair-i Azam değiliz, Sultanü’ş Şuara değiliz. Ama Şair-i Namzediz. İddiası olan bir şair adayıyız. Ve bir şaire bu minvalde yapılacak en güzel dua ” Allah ilhamını artırsın” olmalıdır. Tevazuu da da ölçüyü fazla kaçırmamak büyüklerin tavsiyesidir. 

 

   Şiirlerimizde genellikle Milli ve Manevi duygulara temas ettik. bunun yanında içtimai hastalıklarımız, Türklük, Mazlum ve Mahzun coğrafyamız, dünya üzerinde zulüm gören soydaşlarımız ve dindaşlarımız, gönül coğrafyamız, tarihimiz, ruh, gönül, akıl gibi insanı insan yapan kıymetlerin çerçevesi hakkında manzum ve mensur şiirlere tesadüf edeceksiniz. Kitabı okurken Doğu Türkistan’dan yükselen çığlığı duyacak, Kerkük’ün ”Irak” olmadığını görecek, Kıbrıs ve On İki Adalar üzerine düşünecek, Hocalı ile yas tutacak, Misak-ı Milli aşkını yeniden yaşayacak, Balkanlar yani Rumeli toprakları üzerine göz yaşı dökecek, Üsküp’e doğru yolculuğa çıkacak, Türk tarihinin şahikası  Osmanlı’ya bir daha hayran olacak, Muhteşem Türk tarihine sevdalanacak, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın yarım kalan ideallerini gerçekleştirme azmini hissedecek, Bursa’mızı baştan başa gezecek, Ulu Camii’de sabah namazı kılmak için sabırsızlanacak, savrulan ruhlarımız üzerine düşünecek, ahlaksızlığın düşmanı olacak, etrafımızda yaşanan hadiselere kayıtsız kalmanın ne menem bir hastalık olduğunun farkına varacak, Şehitlerimize, gazilerimize minnet duyguları pekişecek, Osmanlı’nın son dönemlerinde Allah, vatan, Namus ve İttihat diyen o dönemin ülkücülerinin kahramanlıklarını işitecek, Merhum Başbuğumuz Türkeş Bey’in dava adamlığına şahit olacak, Elçibey’i yad edecek, Serdengeçti Merhum’u anacak, turan coğrafyasına bir rüzgar olup esecek, Türk’ün düşmanlarına duyduğunuz nefretin imanını tazeleyeceksiniz. Kitabımız şiirden şuura bir uruc, yükseliş, fikirlerde parlaklık, zihinlerde aydınlık, gönüller de tenevvür eden tekamülü gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır.

 

   Şiirden Şuura Seyrüsefer isimli kitabımızın Bursa’da ki tanıtım programını yoğun bir katılım ile gerçekleştirdik. Ördekli Kültür Merkezinde ki programımıza katılan bütün kıymetli dostlarıma şükranlarımı arz ediyorum. Sağ olun, var olun’ dedi. 

 

 

LİDER HABER.... HABERİN LİDERİ...

porno sex brazzers porno hd porno porn porno seyret hack forum

betmarino aresbet betnano asyabahis mroyun bahigo mobilbahis bets10 imajbet betper