Lider Haber

Özdal Orhon

Özdal Orhon
Mehmet Akif Ertaş( akif@liderhaber.com )
12 Mart 2020 - 21:47

Devrim ve Muhalefeti Osmanlı Musikisi’ne Zarafet Eşliğinde Nakışlayan Bir Mücevher: Özdal Orhon

Osmanlı Musikisi’nin Türk Sanat Müziği etiketini almakla kalmayıp, yapaylaşma yolunda ilerlediği 1970’li yıllarda, sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen kadın solistler, hanendelik hatta muganniyelik geleneğinin izini sürmenin gerekliliğine inanarak, yapaylaşma tuzağına düşmemek için ellerinden gelenin fazlasını yerine getirmişlerdir.

Özdal Orhon sözü edilen isimlerin başında gelmektedir.

Orhon’un hanendelikle yetinmeyen, muganniyelik aşamasına yükselen sesinin arka planında; Lale ve Nerkis Hanımlar, Deniz Kızı Eftelya, Safiye Ayla Targan, Akile Artun ve on bir yaşında rahle-i tedrisinden geçtiği Radife Erten gibi kilometre taşları vardır. Bu kilometre taşlarından geleneğin inceliklerini kavrayan Orhon’u zarafetin resmini sesiyle çizen bir ressam olarak nitelendirmek de mümkündür.

Sesine öylesine odaklanmayanlar Orhon’un, sadece musikişinaslardan değil, İstanbul Hanımefendiliğini sembolize eden karakterleri ete kemiğe büründüren edebiyatçılardan da etkilendiğini idrak etmekte gecikmeyeceklerdir.

Geleneğin inceliklerini kavramışsa da sesine inceliği değil, zarafeti nakışlayan Orhon, İstanbul Hanımefendiliğini temsil etmekle çıtkırıldımlığın değil, keskin bir muhalefetin, devrimin izini sürmüş bir muganniyedir. Zaten; Ahmet Hamdi Tanpınar, Kemal Tahir, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Sermet Muhtar Alus gibi isimlerin eserlerinde ağırladıkları İstanbul Hanımefendileri de, Ursula K. Le Guin’in Devrimin kendisi olmak vurgusunu özümsedikleri için, hayatlarında çıtkırıldımlığın yeri yoktur.

Neriman Altındağ Tüfekçi’nin Osmanlı Musikisi’ndeki karşılığı olan Orhon’un repertuarındaki eserler, onları can kulağıyla dinleyenleri, müzikler arasında gerçekleşen bir yolculuğa çıkarmak amacıyla seçilmişlerdir. Bu yolculuğun bilincinde olan Erkan Oğur, Cengiz Özkan gibi isimler de Osmanlı Musikisi adına ter dökmemişlerse de Orhon’un sesinden etkilendiklerini gizlememişlerdir. Oğur’un Bir Ömürlük Misafir adını verdiği albüme adını veren eser, Orhon’un verdiği ödev üzerine hazırlanmıştır.

Osmanlı Musikisi’nin gırtlak nağmelerini ziyadesiyle isteyen eserlerine gönül düşürmüşse de, yapaylaşma tuzağına düşmemiş yeni dönem eserlerini seslendirmeyi, daha doğrusu onlara hayat vermeyi önemseyen, dönem ayırt etmeyen Orhon için geçmiş, bugünü sağlıklı bir şekilde konumlandırmak için bir araçtır. Bu yüzden onu sadece geçmişle, eskiyle özdeşleştirmek yanılgısına düşülmemelidir.

Orhon soy ismini klasik kemençe icracısı Cüneyd Orhon ile evlendikten sonra alan muganniyenin eşiyle çalışmaları ister istemez, Nida Tüfekçi ile Neriman Altındağ Tüfekçi’nin mesailerini akla getirecektir. Zira Orhon ikilisi, Tüfekçi ikilisi gibi, çalışmalarını birbirlerini gölgelemeden sürdürmüşlerdir.

Muhalefet ve devrim, Özdal Orhon’un  sadece hayatında değil, vefatında da etkisini hissettirmiştir.

Sonsuzluğa uğurlandığından cem’i cümlenin haberi olmamış, alanının bilirkişileri müzik anlayışı hakkında lügat paralama yarışına katılmamışlardır.

Akıllarına geldiğinde onu saygıyla anmak isteyenler, öncelikle ona yaşatılan bu trajedi üzerinde durmalılar. Aksi halde lafla peynir gemisi yürütmekten, ikiyüzlü yüzsüzlüklerini afişe etmekten, kirli oyunlarına; hakikilik, samimilik ve hakkaniyet gibi ziynet eşyalarını da alet etmekten ve onun kemiklerini sızlatmaktan öteye gidemezler.

 

 

 

LİDER HABER.... HABERİN LİDERİ...

porno sex brazzers porno hd porno porn porno seyret hack forum

betmarino aresbet betnano asyabahis mroyun bahigo mobilbahis bets10 imajbet betper