Bilimde, sanatta ne kadar ileri olursanız olun, eğer, toplum ahlak ve maneviyat açısından

çöküntü içerisindeyse artık sizi ne teknolojiniz, ne askeri gücünüz kurtarır. Yoksul ülkeler içinde   durum aynıdır. Ahlaki erozyon yaşanıyorsa; adi suçlar artar. Aileler çatırdamaya başlar, her gün   evlilik dışı doğan çocuk haberlerini duyarsınız, evliliklerin çoğu boşanmalarla noktalanır.

Bu denli önemli ahlak ve maneviyat eğitiminin topluma verilmemesi, Milli Eğitim politikalarının   noksanlığı olsa gerek. Erdemli, saygılı, ahlaklı nesil daha idealist, sorumluluklarının şuurunda olur.

Geçmiş yüzyıllarda medeniyet kurmuş, yüceltmiş bir çok kavmin ahlaksızlık nedeniyle helak olduklarını biliyoruz. Kur’an ı Kerim de helak olan kavimler ve akıbetleri bizlere ibret olsun diye aktarılır. Gene de ibret almamamız ne kötü bir durum.

Birey olarak, toplum olarak ahlak ve maneviyata önem vermeliyiz. En kötü zamanda bile kendimizi, nesillerimizi koruma gayreti içerisinde olmalıyız. Bilmeliyiz ki bizler illete düşmeden devlette zillete düşmez. Bizleri yönetenlerde bizlerden biri olacaktır.

Daima ” Haktan, haklıdan yana olmalıyız.” Biliyoruz ki Peygamberimiz Hz Muhammed(sav) ” Ben güzel  ahlakı tamamlamak üzere gönderildim ” demiştir. Ahlak – maneviyat bu kadar önemlidir. Ahlak varsa edep olur, adap olur, saygı olur, dahası, huzur olur. Böylece; Hem evlerimizde, hem toplumumuzda huzurlu oluruz.

Ahlak ve maneviyat eğitimi almış toplumda jandarmaya, polise ancak istisnai olarak ihtiyaç duyulur. Çünkü  kimseye zarar verilmek istenmez, Allah’tan korkulur, yapılacak her davranış vicdan terazilerinde tartılır.  Temenni edelim her birimiz ahlak ve maneviyata azami derecede önem verelim. Buna hem kendimizin hem de  toplumumuzun önemle ihtiyacı var. İstiyoruz ki; Bilimde, kültürde, sanatta ileri, sosyal yaşamda da huzurlu  toplum – ülke olarak yaşayalım. Allah(cc) yardımcımız olsun Vesselam.