Lafa gelince ” basın beşinci kuvvet ” denir savunulur. Ama yarım asrı geçmiş ömrümde vatandaşın  hayrına, önemli işlerde beşinci kuvvete hiç denk gelmedim. Çıkarı için her türlü reklamı alırlar, sonra dürüst  yayın organıyız diye hava yaparlar.

Son bir kaç yıldır marketlerin patates – soğan derken, bakliyat fiyatlarıyla nasıl oynadıklarına hep  birlikte şahit olduk. Şimdilerde de meyve – sebze fiyatlarıyla oynuyorlar. İlgili görevlilerin ihbarlarla  kestikleri cezalar caydırıcı olmuyor. Çünkü öyle kazanıyorlar ki, cezalar çıtır çerez kalıyor. İşte bu aşamada devreye girmesi gereken, sözüm ona beşinci kuvvettir. Kardeşim sen 80 milyonun duyabileceği yayın yapıyorsun.  Bu konuda bir haber, program yap. Yüzlerce, binlerce vatandaşın bu konuda ulusal anlamda yayın yapan tv – yayın  organlarına şikayetlerini ilettiğini hepimiz biliyoruz. Gene de haber yapmıyorlar.

Neden yapmıyorlar biliyor musunuz? Para için, çıkarları için. Bu rakamlarla, fakir fukaranın yiyeceğiyle oynayanlar, reklam ilanlarıyla bunları susturuyorlar. Yani, sus payı alıyorlar. Efendim neymiş 81 il ve tüm ilçelerde en az  bir şubeleri varmış. Vatandaşın ” marketler birliği kurdular, birbirleriyle rekabet etmiyorlar, aksine anlaşıp  fiyatlarla oynuyorlar ” dediğini bal gibi biliyorlar.

Maalesef ülkemizde basın – yayın organlarına olan güveni yok ettiler. Kendileri yok ettiler. Yerel  basın bunların yapamadığını yapmaya çalışıyor. Bu tür konuları gündeme getiriyor. ” Beşinci kuvvet ” rolünü üstleniyor yani. Vatandaşın hayrına koşturuyor, çıkarı ne mi oluyor hiç. Ama hiç demiyelim; Allah(cc) rızası   için hizmet vermiş oluyor. Ne diyelim; Beşinci kuvvetiz diye övünenler, dileriz bu eleştirilerimizi duyarlar. Vesselam.