Alternatif tıp gerçeği

Geleneksel ile Modern Arasında: Alternatif Tıp GerçeğKıymetli okurlarım,

Son yıllarda “alternatif tıp” kavramını neredeyse her yerde duyar olduk. Bitkisel çaylardan akupunktura, hacamattan aromaterapiye kadar geniş bir yelpazeye yayılan bu yöntemler, özellikle modern tıbbın soğuk laboratuvar ortamında aradığı çareyi bulamayanların kapısını çaldığı bir alan hâline geldi.

Peki, nedir bu alternatif tıp?

Aslında binlerce yıllık deneyimlerin, halk bilgeliğinin ve doğadan alınan ilhamın birleşiminden oluşuyor. İnsan, var oluşundan beri hastalıklarını iyileştirmek için doğayı gözlemlemiş, şifayı otlarda, köklerde ve dualarda aramış. Modern tıbbın sadece birkaç yüzyıllık bir geçmişi olduğunu düşünürsek, bu birikimin küçümsenemeyecek kadar değerli olduğunu kabul etmeliyiz.

Ancak burada ince bir çizgi var. Alternatif tıbbı bir mucize kapısı olarak görmek ne kadar yanlışsa, tamamen yok saymak da bir o kadar tehlikeli. Çünkü bilimsel yöntemle doğrulanmayan her uygulama, insan sağlığını riske atabiliyor. “Doğal olan zararsızdır” yanılgısına kapılıp kontrolsüzce kullanılan bitkiler, çoğu zaman fayda yerine zarar verebiliyor.

Günümüzde en doğru yaklaşım “tamamlayıcı tıp” anlayışıyla hareket etmek. Yani modern tıbbın sunduğu imkânları reddetmeden, alternatif yöntemleri onun yanında, doktor kontrolünde değerlendirmek. Çünkü kimi zaman bir fincan ıhlamur ruhu yatıştırır, kimi zaman da antibiyotik hayat kurtarır.

‎Son söz olarak şunu söylemek isterim. Sağlık, hem bilimin hem de doğanın ortak değeridir. Bu yüzden, ne modern tıbbı putlaştırmalı ne de alternatif yöntemleri sorgusuz kabul etmeliyiz. Asıl şifa, ikisini akıl ve denge içinde harmanlayabilmekte gizli.