BIST 100
10.720,36 -0,06%
DOLAR
41,8190 0,19%
EURO
48,6128 0,45%
GRAM ALTIN
5.404,54 1,25%
FAİZ
40,01 -0,25%
GÜMÜŞ GRAM
67,45 1,90%
BITCOIN
111.830,00 -2,20%
GBP/TRY
55,8959 0,45%
EUR/USD
1,1619 0,48%
BRENT
62,73 -3,82%
ÇEYREK ALTIN
8.836,42 1,25%
İstanbul Kısa Süreli Hafif Yoğunluklu Yağmur
İstanbul hava durumu
15 °

AK PARTİ VE SESSİZLEŞTİRME -2-

kose_yazisi
- Bir Politik sessizleştirme olarak Kayyum-
İktidarlar değişse de; değişmeyen şeyler/şeyleştirilmiş var!
Mesela Vesayet, mesela zenginliğin bir azınlık gruba hizmeti, mesela mafya, mesela örtülü operasyonlar, mesela farklılıkları ötekileştiren marjinal gruplar, mesela ihale-atama-rant üçgeninde örgütlenmiş siyasetçiler.... Bir de Mesela "KARA PARA".
Bazı iktidarlar ( AK Parti gibi ) söz konusu bu "Değişmeyen/Değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek" konuları "kökten kurutmak" iddiasıyla/hayaliyle yola çıksa da; ve çok ciddi mesafeler alsa da; gelinen nokta söz konusu bu "değişmezler"in iktidarları aşan/üstünde örgütlenen olgular olduğudur.
Mesela; AK Parti iktidarının ilk operasyon tecrübesi UZANLAR HOLDİNG / Cem Uzan'a olmuştu. Muhatap/görünen yüz ise Türkiye'nin ilk özel Tv'si STAR idi.
Çünkü Türkiye'de "Kara Para Aklama Ligi" vardı ve de en şaibeli/olağan şüpheli iki adres vardı; Yani adı sekize çıkmış ve yediye inemeyecek olan iki adres: Futbol ve Medya.
Dolayısıyla Futbol/Kulüpler ve Medya kuruluşlarına yönelik "Kara para aklama/Çıkar amaçlı suç örgütü kurma" şüphesiyle operasyon yapmak bu ülkede rutin bir uygulama.
Kuşkusuz kara para aklamak amaçlı başka adresler de var. Fakat bu listenin üçüncü sırasına ilk defa bir siyasi partiyi koyma teşebbüsü oldu ve İmamoğlu Futbol ve Medya sonrasında üçüncü sıraya şüpheli adres olarak "Parti"yi koydu/koyabildi. Üstelik ilk deneyimi de yani kara para aklamada kurucu parti nitelemesini de CHP'ye kitledi!...
( Unutmayalım/Hatırlayalım: Futbol ve Medya dünyasından sonra "Kara para aklama adresi olarak: Parti" suçlaması ilk defa AK Partiye yapılmıştı: 17-25 Aralık operasyonu AK Partinin kara para aklama adresi olduğuna yönelik bir suçlama/saldırı organizasyonuydu. Üstelik operasyonun merkezine de bizzat Erdoğan ailesi konulmuştu.
Şimdi ise aynı kadrajda/kategoride CHP suçlanıyor; CHP genel merkezi, belediye başkanları, Cumhurbaşkanı adayları... dahil; top yekün bir adresleme var. Suçlama aynı: Kara Para aklama, çıkar amaçlı suç örgütü kurma!... )
Bugünlerde aynı bağlamda Can Holding'e suçlama var ve 121 şirkete el konuldu ve yönetimi TMSF'ye devredildi. TMSF "Atanmış Tüzel Kişilikli Kayyum" demek.
***
Şimdi iktidara karşı aynı bağlamda muhalifler bir suçlama yapıyor: "Para AK'lanıyor!..." diye. Daha keskin bir cümle kuralım: Muhalefet "Kara para aklama adresi AK Partidir!..." diyemiyor; Çünkü bunu ispatlayacak durumda-güçte-hazırlıkta değil!...
Onun yerine "Milletin imkanlarını/parasını bir grup AK Partili iç ediyor/kendine hizmet ettiriyor!" diye suçluyor. Halka şikayet ediyor. 2017'den beri muhalefetin sistematik olarak yürüttüğü bu propagandadan halkın etkilendiği çok açık. Yani Halk "Kara para aklamak" noktasında görmüyor AK Partiyi, ancak devletin, milletin imkanlarını kendilerine hizmet edecek şekilde kullanan, örgütleyen AK Parti içinde bir lobinin/dokunun/kadronun/çevrenin olduğuna artık ikna olmuş durumda. Neden?
Çünkü AK Parti, muhalefetin "Para AK'lanıyor!..." suçlamasına yönelik cevap vermede/savunmada iki kritik hata yaptı:
Birincisi; İletişim Başkanlığı bu saldırıya cevap vermede ve kamuoyunu ikna etmede başarısız oldu. Hatta uzun yıllar İletişim Başkanlığı yapmış sayın Altun bile aynı suçlamaya maruz kalarak görev değişikliğiyle görevinden ayrılmak durumda kaldı.
İkincisi; CB sayın Erdoğan partisinin ve kurmaylarının bu suçlamaya karşı savunulmasını stratejik hata olarak gördüğü için; gündemi sessizleştirecek yöntemlere başvurdu.
Bir başka ifadeyle; CB sayın Erdoğan yol arkadaşlarından bir suçlama ile karşı karşıya kaldığında şu meşhur strateji spotunu kullandı: " Yola birlikte çıktığım yol arkadaşlarımdan biri; hangi suça, günaha bulaşırsa bulaşsın; onu rakiplerime yedirmem! Cezasını kendim ve kendi yöntemlerimle keserim!...".
( CB Sayın Erdoğan'ın arkadaşlarına nasıl cezalar kestiği ve uyguladığı konusu henüz kamuoyu tarafından takip edilebilmiş değil...), Nitekim:
AK Parti 2017'den beri oy kaybediyor. 2019'dan beri de şehirleri kaybediyor. AK Parti kurmaylarının bir kısmı ısrarla "vatandaşın cebindeki para azaldı, ondan kızgın! Oy vermeyerek mesaj veriyor!" izahına sığınıyor.
Oysa bazı kurmayların bu izahı ( öğretilmiş izah da olabilir...) şu gerçeği görmüyor:
Vatandaş, cebindeki para azaldığında kızar ve mesaj verir! Bu doğru. Ancak vatandaş cebindeki paranın azalmasının sebebini bizzat cebindeki paranın azalan kısmını bazı siyasetçilerin aldığını düşünmeye başlamışsa, o zaman "Kızgınlık" kelimesi durumu izaha yetmez. Başak bir durum var demektir.
Nitekim muhalefet ısrarla halka şu propagandayı yapıyor: "Cebindeki para azaldı! Sebebi sadece enflasyon değil! Cebindeki paranın bir kısmını bazı iktidar siyasetçileri "Parayı AK'layarak!" senden alıyor...".
Bu propaganda karşısında; AK Parti kurmaylarının bir kısmı ( kamuoyuna yüzü dönük tipoloji ) bu propagandayı hafife aldılar ve yanıldılar/Erdoğan'ı da vaziyet etmede geciktirdiler.
Kuşkusuz; AK Partinin başarı hikayesi anlatmakla bitmez. Ancak AK partinin kesintisiz 23 yıl iktidarının sonunda " Toplumun geniş kesimini adalet üzere zenginleştirmek" ve "Devlet-Toplum imkanlarının bir azınlık tarafından iç edilmesini engellemek" konusunda vatandaşın içine kurt düşürdüğü de bir gerçek!...
Neden kurt düştü?
Tarih bize şunu fısıldar: Doğal iktidarlar zamanla kurtlanır; Kurtçuk ise sessizleştirme ikliminde ürer!...
Ne diyordu Reis: "Biz sessiz çoğunluğun sesiyiz!...".
Şimdi o sesiz çoğunluğun ses verdiği konulara sessiz kalmak nedir!?
Dediğimiz üzeredir: Tamamlanmamış gerçeklikleri sessizleştirmek!... Sadece zaman kazandırır; ancak tüm taraflar bu arada çok şey kaybeder.

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?