BIST 100
10.720,36 -0,06%
DOLAR
41,8190 0,19%
EURO
48,6128 0,45%
GRAM ALTIN
5.404,54 1,25%
FAİZ
40,01 -0,25%
GÜMÜŞ GRAM
67,45 1,90%
BITCOIN
110.362,00 -3,48%
GBP/TRY
55,8959 0,45%
EUR/USD
1,1619 0,48%
BRENT
62,73 -3,82%
ÇEYREK ALTIN
8.836,42 1,25%
İstanbul Kısa Süreli Hafif Yoğunluklu Yağmur
İstanbul hava durumu
15 °

SABAH NAMAZI ve BEŞ VAKİT POLİTİKA -1-

kose_yazisi
- Müslümanlığın Demokrasiyle Takas Hikayesi -
"İslam tarihi" kaydı aslında Müslümanların iktidar tarihidir. Müslüman(laşma) hareketi, Son Nebinin vefatından bu yana hep ayrışmış/karşıtlanmış iki ana ekol/mezhep/tarz üzeredir:
Birinci ekol: Dindarlığın iktidarlaşması ( Politik dindarlık)
İkinci ekol: İktidarın İslamlaştırılması ( Sivil Müslümanlaşma )
Bu yolları ayrılmış ve çoğu zaman karşıtlanmış iki ana ekolün/mezhep-meşrep/Tarz, farklı dönemlerde farklı isimlendirmeler/sıfatlanmalar almıştır. Ancak aralarındaki "Yedi Farkı Bulun" esprisince tarih boyunca çok net ayırt edile bilmişlerdir.
Ancak; ilk defa modernleşme/sekülerleşme/demokratikleşme süreçlerinde bu iki ayrı(ştırılmış) yaklaşım, hem zihinlerde hem pratikte katışmış/bir birine karıştırılmıştır. Yani politizasyon mikserinde parçalanmış/suyu çıkarılmış politik dindarlık ile yekpare kalmak çabasında olan sivilleşmiş Müslümanlık pratiği adeta sentezlenmiştir.
Politik dindarlık; iktidarın din üzerinden dindarları yönetme yol haritası ile dindarların ktidarın nimetlerinden yararlanma iştahının uzlaştığı ve birlikte hareket ettiği politize edilmiş Müslümanlık kadrajıdır.
Sivilleştirilmiş Müslümanlık; İktidarlaşma kültürünü ısrarla "Müslüman olmaklığı "Öze dönüş" üzere tutmak" içeriğinde etkinleştiren iktidar kodlarını İslamlaştırma çabasıdır.
Emeği-Abbasi-Osmanlı... dönemlerinde söz konusu bu iki ana dindarlık zihniyetinin aktığı ayrı yatakların; Anadolu topraklarında Cumhuriyet sonrası katıştığı, karıştığı veya bile-isteye sentezlendiği görülmektedir. Ortaya çıkan bu karma tipolojinin ana kodları şunlardır:
1- Bireyler DİN ile ilişkilerinde kullandıkları kodları/tarzları birebir aynı ile Parti ile ilişkilerine taşımaktadırlar. Yani Müslümanlıklarını Politikacılıkla düzleştirmektedirler/aynılaştırmaktadırlar. Kuşkusuz bu düzleştirme hem kutsama hem bağlılık karakteri ile meşrepleştirilmektedir.
2- Topluluklar/Sosyalleşme dokuları, Dini yorumlarda ve biat-fetva kodları ile geliştirlen meşrepleşme/mezhepleşme modelinde sergiledikleri bütün pratikleri; demokratikleşme rekabetindeki örgütlenmelerinde de asli kodları yapmaktadır. Yani Müçtehid-Mukallid ilişkisi ile Lider-Seçmen ilişkisi arasındaki bütün farklar sıfırlanarak "Dindarlaşma" ile "İktidarlaşma" duygusu" ikiz çocuk gibi "ikizleştirilmiş akide" yapılmaktadır.
3- Müslümanların tarihinde sürekli çatışma konusu yapılan "İmamlar-Sultanlar"; "Müçtehidler-Müstekbirler"; "Selefiler-Şialar"; "Müntesipler-Mevaliler"; "Şeyhler-Alimler"; "Cemaatler-Tarikatlar".... aslında iktidarlaşma rakımlarına göre tablolaştırılmıştır. Günümüzde ise bunların tamamı "Aynı rakımda yaylalaştırma/buluşturma" tablosuna dönüştürülmüştür.
4- Emevi-Abbasi-Osmanlı... dönemlerinde "Kur'an ve Sünnete Dönüş" hareketleri ile "Dindarlığın iktidar vesayetinde yaşatılması" arasındaki çatışma-reddileşme; Demokratik kültür potasına düştüğünde İktidar nimetleri ( İhale-Atama-Rant) üçgeninde uzlaştırılmaktadır. Dolayısıyla "Dini yaşama ( kastedilen dindarlığın etki alanıdır.) ile Dinin iktidarlaşması ( kastedilen dinin iktidardaki etki alanıdır) arasındaki rol farkı geçişken kılınmaktadır.
5- Son Nebi Hz.Muhammed Aleyhisselam'ın vefatıyla birlikte başlayan seçilme-atama gerginliği; Müslümanların tarihi boyunca meşruiyetin kaynağı noktasında tartışılan: "halkın seçmesi" mi yoksa ehl-i hal vel akd üyelerinin tayini midir etrafında şekillenmişken; çağımızda demokratikleşme sözlüğüyle partilerde eritilmiştir. Dolayısıyla bütün İslami ilimler demokratik yarışa hizmet ettirilmiştir. Partilerin politik dillerini "Din ayrı dünya ayrı" süzgecinde filtreleme nizalaşması bundandır.
6- Müslümanların tarihinde geliştirilmiş olan "Allah'ın hukuku ile Kulun hakkı" ayrımına dayalı Şeriat/Hukuk sistemi; Demokratikleşme dönemlerine kadar "Şeyhü İslam Fetvaları" ile "İlm-i Hal" eşiğinde veya Şer'i hukuk ile örfü hukuk arasındaki fark üzere yürütülmüşken. Demokratikleşme pratiği ile artık süreç "Oy'un caizliği ile iktidarın dinciliği" gergefinde içtihad sorunu kılınmıştır. Dolayısıyla "Salih Amel Akidesi" ile "Oy akidesi ( Oyun maksadına yönelik bilinç anlamında) artık aynılaştırılmıştır.
7- İslam tarihinde kayda düşmüş bütün kelam, siyasi, ameli mezhepler aslında iktidar algısı ile şekillenmişken ve de "İmama itaat ve iktidar mezhebine bağlılık" kültü üzere yükselmişken. Nitekim Sünnilik-Şiilik gibi çok ana karşıtlanmış sosyolojiler var olmuşken; Özellikle Sekülerleşme, Laisizm ve Demokratikleşme ile beraber; Müslümanların zeka ve pratiklerinde ardışık kriz yaşatmıştır. Nitekim "İktidarın Müslümanlara karşı ödevleri" ile "Müslümanların iktidara karşı ödevleri" arasında kurulan illiyet bağı tereddütsüz "Kutsayarak bağlamak" ve "Yücelterek tutundurmak" formunda olmuştur.
Cumhuriyetin ilanından bu yana bu topraklarda Din-İktidar ve Parti-Müslümanlık arasındaki etkileşim; yukarıdaki kodlar üzere kırılgan ve düzleştirici seyretmiştir.
Nitekim Diyanet tarihi; Gülen-Erdoğan hesaplaşması; Oy-Akide içtihadları; Dincilik-Muhafazakarlık analizleri; Gazze konulu pozisyon alışlar; Milli Görüş - AK Parti denklemi; Laiklik-Şeriat tartışmaları; Tarikat-Politizasyon etkileşimi.... gibi uzatılabilecek tüm alanlar söz konusu ettiğimiz kodların güncel tablolarından ibarettir.
Kesintisiz 23 yıl iktidar döneminde; söz konusu kodların serencamı ve ortaya çıkan tablolar ayrı bir analiz konusudur.
İslam-Demokrasi; Sekülerleşme-Dindarlaşma; Laisite-Fetvalı dindarlık; Oydaş dincilik-Dinsizleştirilmiş demokrasi; İktidarcı salih amel-mübareksiz oydaşlık... gibi iyice bir birine boca edilmiş haller, psikolojiler özellikle dijitalleşme ile birlikte iyice harmanlanmış ve çeşitlenmiştir. Yani çoklu kişilik, türetilmiş kimlikler, ikircikli oydaşlık, geçişken erdemler özellikle sosyal medya ikliminde iyice sosyolojileşmiştir.
Müslüman pratiği ile demokratik örgütlenme arasındaki alan ve tarz farkı inadına düzleştirilmiş/çiftleştirilmiş ve ortaya fetişlenmiş ilmihaller çıkabilmiştir. Kuşkusuz bu durumları iktidar kadrajından değil sosyolojinin seyri açısından ele almak, bizim tercihimize göre tabi, daha gerçekçi tespitlere vardıracaktır.
Değilse; her beşer ölümlüdür ve kendi hesabını verecektir.
- Hayırlı sabahlar ve gün boyu salih amelli günlükler diliyorum -

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?