
- Telefon ve Domates İktidarı -
Savaş psikolojisinde/ikliminde "Strateji", "Analiz", "Yol Haritası", "Gerçekçi Hazırlıklar" gelenek olduğu üzere; "Devletin Ödevi" kabul edilir. O nedenle halk, savaş ikliminde "Devlet Görevlileri" haricinde kişilerin, grupların analizinden, stratejisinden, arka plan tedbirinden söz açmasından hoşlanmaz!.... "Zamanı mı şimdi! Sen kimsin! Düşmana hizmet ediyorsun!".... içeriğinde bir çok salvo/tepki verir...
Dünya ilk defa Gazze soykırımında bir "Tutulma" içinde. Çünkü "Devlet ve Ödevleri" noktasında bir "Açık Çaresizlik" durumu var!
Katil Netenyahu bu çaresizlik durumuyla alay ediyor: "Gazze soykırımını gözlerinizin önünde yapıyoruz; ve var mı itirazı olan! diye meydan okuyoruz; Dünya bizim soykırımımız karşısında çaresiz! Çünkü elinizdeki cep telefonu, ilaç ve domates İsrail ürünü!" diyor...
Yahudilerin Hitleri dünyadaki yaygın bir tespiti çürütmek istiyor. Çünkü dünyadaki yaygın tespit şu: "İsrail'in arkasında ABD/İngiltere/AB...var! İsrail ile Müslüman dünya askeri olarak baş edebilir; ancak ABD/İngiltere/AB askeri destek verdiği için söz konusu soykırımı "Savaşmadan çözüm" kanalları bularak çözülmek zorunda. Yoksa açıktan Müslüman dünyanın İsrail'e açıktan bir silahlı müdahalesi; dünya savaşı demek ve ABD/İngiltere(AB İsrail'in yanında savaşır!... O nedenle tek çözüm: Diplomasi ve İnsanlık vicdanından örgütlenen sivil dayanışma!...
Katil Netenyahu ise açıktan hakaret ediyor dünyaya: "Sizin bize silahlı müdahale edemeyişinizin sebebi; güçlü olmadığınızdan değil; özgür değilsiniz! Çünkü teknolojide, sağlıkta, tarımda bize bağımlısınız! Bizim sizin üzerinizdeki sömürgeciliğimizin gerçek kodları askeri değil; yaşamsal!... Biz teknolojide, sağlıkta, tarımda size savaş açsak; hepiniz bu alanlarda varlığınızı sürdüremezsiniz!...".
Aslında bu açıktan aşağılama aynı zamanda "Siyonizm'in resmini çiziyorum!" tafrasıdır.
Türkiye'de Cumhuriyetin ilanından bu yana Teknolojide, Sağlıkta, Tarımda ve hatta Eğitimde "Özgür olmak" noktasında atılmış bütün adımlar, girişimler, projeler, örgütlenmeler; farklı operasyonlarla; sonuç alınamayan, başa dönülen ve en önemlisi "Yerli-Milli" karakterli bir güce ulaşmadan boşa düşürülen durumda/durumlarda kalıyor. Neden?
Bu konuda çok şey söylenebilir/söyleniyor da...
Ancak Katil Netenyahu bir şeyi daha dünyanın yüzüne vuruyor: Siz ne güç ne de özgürlük peşindesiniz! Siz Siyonizm'in ( Teknoloji, Sağlık, Tarım alanındaki küresel endüstrinin/hegemonyanın) taşeronluğunu yaparak; kendi kazancınız peşindesiniz!... O nedenle Gazze konusunda açıktan müdahale veya savaşı göze alamıyorsunuz! sadece bağımlı değil aynı zamanda Siyonizm'in hissedarı/ortağısınız!...."
Yine katil Netenyahu "Ben bölgede askeri olarak tehdit değilim sadece! Ben dünyada Siyonizm'le bir tehdidim!...." diyor.
O zaman 23 yıllık kesintisiz iktidarın sadece İHA-SİHA değil; teknolojide, tarımda, sağlıkta, eğitimde, kültürde ve hatta ilahiyat meselesinde Siyonizm'den kurtulmak adına yerli-milli ürün/fikir sahibi olma çabası; bir anti Siyonizm programıdır!... Değil mi?
Muhalefet ise ( Özellikle Gazze üzerinden ) iktidarın bu anti Siyonizm yol haritasının performansını ve finalini tartışmaya açmak istiyor, Tabi elden telefon bırakılmadan; ilaçlar düzenli alınarak ve tabi çeri domates yenilerek...
Bu arada; genelde savunma sanayi ürünleri konusunda Selçuk Bayraktar başına gelenleri ( Siyonizm ve ortaklarının operasyonlarını) anlatır ya; bir de teknoloji, sağlık, tarım, eğitim vb.. alanların girişimcisi/milli gayretkeşi olan, bu alanların Selçuk Bayraktarlarının başına gelenler var!...
Sahi!.... Bürokrasimiz, eğitimcilerimiz, girişimcilerimiz, sanayicilerimiz, medyacılarımız ve hatta sosyal medya fenomenleri hep birlikte her alanda güçlü, özgür olmak için; Siyonizm'e bağımlı olmamak için hep birlikte mücadele ediyoruz; değil mi?
İktidarıyla, muhalefetiyle; milletçe telefonda, ilaçta ve domateste Siyonizm'den kurtulmanın yollarını arıyor ve dayanışma içinde etkinleşiyoruz; değil mi?
Yoksa aramıza sokulmuş Siyonistler mi var? Onların yüzünden mi tüm bu yaşadıklarımız veya yer yer çaresizliğimiz?
Katil, Soykırımcı Netenyahu sözünü nasıl bitiriyor: "Kudüs bizim şehrimizdir; sizin değil Erdoğan!...Ve bizim şehrimiz kalacak!...".
Netenyahu gibi insanlık katilinin ne söylediği çok da muhatap alınacak cinsten değil!... Kudurmuşluğuyla her şey söyleye bilir.
Ancak; bir şeyi çok merak ederek takip ettim:
Katar'daki toplantıda; Telefon, İlaç ve Domates konuşuldu mu?
