BIST 100
10.556,18 -1,53%
DOLAR
41,8104 0,01%
EURO
48,4212 0,02%
GRAM ALTIN
5.566,17 0,75%
FAİZ
40,29 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
71,04 0,96%
BITCOIN
114.177,00 -1,42%
GBP/TRY
55,7869 0,02%
EUR/USD
1,1571 0,01%
BRENT
63,54 0,35%
ÇEYREK ALTIN
9.100,68 0,75%
İstanbul Açık
İstanbul hava durumu
15 °

Zihinsel İflas: Irkçılık

kose_yazisi

İnsanlık tecrübesinin en müzmin yaralarından biri olan ırkçılık, salt bir sosyal pratikten öte, zihinsel ve etik iflasın göstergesidir. Peki, nedir bu ırkçılık?

Irkçılık; bir milletin/grubun fiziksel ya da kültürel farklılıkları nedeniyle diğer grup ya da milleti değersiz görmesi/göstermesi, onlara düşmanlık beslemesi, onları sistematik olarak ayrı tutması, uğradıkları haksızlıklara karşı -isteyerek/kasten- duyarsız kalması ve başka insanları da bu konuda taraf olmaya zorlaması, manipüle etmesi ve kendi ırkını üstün gösteren kışkırtıcı ifadeler kullanması demektir. Tüm bu davranışların altında yatan sebep ise rasyonel tercihten ziyade, yanlış inançlardan kaynaklanmaktadır.

Irkçılık özünde, zihinsel körlük halidir. Akıl; dünyanın, evrenin, insanlığın, aklın, canlılar aleminin... karmaşık ve çok katmanlı yapısını idrak etme yetisinden mahrum kaldığı zaman, kolaycı ve indirgemeci hallere sığınır. Farklılıklar, evrensel insanlık ortak paydasının zenginliği ve çeşitliliği iken; ırkçı zihin, onu ciddi bir tehdit olarak kodlar. Bu, zihinsel donma halidir; zihnin, "diğer" olarak algılananın meşruiyetini ve onurunu tanıma hakkını yitirmesidir.

Zihinsel esneklik, aklın dinamizminin ve adaptasyon yeteneğinin alametidir. Bu esneklik; özeleştiriye açık olmayı, paradigmaları sorgulamayı ve bilinmeyene karşı merak beslemeyi gerektirir. Irkçılık ise bunun antitezidir; donmuş, katı ve değişime mutlak surette kapalı bir zihin tutukluğudur. Bu katılık, kısa bir süre sonra fikirsel saplantıya dönüşür; bireyi kendi kurgusal üstünlük mitine hapseder, otantik düşünceyi ve diyalektik gelişimi imkansız kılar.
Kendi ırkını yücelten kışkırtıcı ifadeler, bu içsel çöküşün dışa vurumudur.

Bu, sıradan bir sosyal patoloji değil, ciddi bir akıl/ruh hastalığıdır ve ne yazık ki bulaşıcıdır. Kitlelerin duygusal zafiyet noktalarını hedef alarak çok kolay manipülatif propagandanın aracı haline gelir. Bu virüs, toplumsal dokuyu parçalar; bireyleri, masumiyete karşı bile bile taraf olmaya zorlayarak vicdani sorumluluktan kaçınmaya teşvik eder.

Peki, bu hastalığın bulaşmaması için bizler neler yapmalıyız?
Irkçılığın panzehiri sadece yasal yaptırımlar değildir. Bizler sürekli uyanık olmalıyız. Sadece gözümüzü değil, aklımızı ve vicdanımızı da dört açmalıyız.
Ötekini dışlama refleksine karşı, karşılıklı tanıma ve empatinin etik yükümlülüğünü savunmak zorundayız. Aksi takdirde, bu donmuş akıl tutukluğu hepimizi ortak ahlaki gerilemenin karanlığına mahkum edecektir. Irkçılığa karşı durmak, nihayetinde, kendi aklımızın bütünlüğünü ve insanlık değerlerini savunmaktır.

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.
Yeni bir yorum göndermek için 60 saniye beklemelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?