Rusya, Azerbaycan, Lübnan, Mısır, İran, Fransa, ABD, İngiltere, Yunanistan,
Güney Kore, Katar, Güney Kıbrıs, Kuzey Kıbrıs ve Türkiye…
Bu yukarıda saydığım ülkeler Doğu Akdeniz de kurulan oyunun dolaylı ya da dolaysız birer oyuncusu. Kıbrıs açıklarında keşfedilen doğal gaz rezervleri adada yıllardır devam eden çözümsüzlük ve pasif çatışmaların sona erdirileceği düşünülürken, yeni çok uluslu çıkar ve menfaat çatışmalarının merkezi haline geldi. 2011 yılında doğu Akdeniz de doğal gaz olduğunun belirlenmesi üzerine var olan sorunlardan sonra bir de enerjiden kaynaklanan sorunlar da eklendi.
30 Ekim 2014 MGK kararlarında “ Türkiye KKTC’yi ve onun egemenlik
haklarını korumak için her türlü tedbiri alacağını “ bildirince bölgede muradı olan ülkeler de gizli yada aşikar harekete geçti. Önce Güney ve Kuzey Kıbrıs halklarına uluslar arası vakıflar ve kuruluşlar aracılığı ile kendi çıkarlarına hizmet edecek ve bölgenin doğal sahiplerini etkisiz hale getirmek için eğitimler seminerler ziyaretler düzenleyerek algı oluşturma gayreti içine girdiler.
ABD Jeolojik Araştırma Merkezinin açıklamalarına göre bölgede 3.45 trilyon metreküp doğal gaz ve 1.7 milyar varil petrol bulunuyor.
İsrail Başbakanı Netenyahu, Yunanistan Başbakanı Çipras ve güney Kıbrıs lideri Anastasiadis, Kudüs’te bir enerji zirvesi yaptılar. Tabi ki olmaz olmaz, ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da oradaydı.
Doğu Akdeniz de devam eden bu enerji çatışmalarında Türkiye kilit ülke
durumunda . Bölgede ve bulunan doğal gaz kaynaklarında ki haklarından
vazgeçmek istemiyor. Kıbrıs Rum Yönetimi ise çıkaracağı gazın tamamen kendi kontrolün de olması içinde diğere ülkelerle kirli pazarlıklara girmekte bir beis görmüyor. Türkiye her zaman olduğu gibi KKTC’nin içinde olmadığı ve Kıbrıs’daki halkın çıkarlarını korumada kararlı olduğunu en yetkili ağızlardan her platform da dile getiriyor.
ABD ve Rusya gibi küresel güçler farklı konular da farklı ülkelerle çok boyutlu ittifak arayışlarına girerek bölgede tek bir aktörün gücünü ve etkisini kırma gayreti içindeler.

Küresel rekabetlerin alışılagelmiş siyasi, askeri ve jeopolitik eksenlerden çıkartılıp, stratejik ve ekonomik çıkarların ön plana çıkartıldığı zeminlere doğru kaydırıldığı gözlenmektedir.
Son haftalarda tırmanan ABD İran gerginliğinin altında yatan sebeplerden biri de bölgenin cazibesi ve çıkar çatışmalarından da kaynaklandığı bilinmektedir.
Dünya düzenini ve doğal kaynakları kendi çıkarları doğrultusunda kullanmayı hedefleyen zamanımızın istilacıları, sömürgecileri, işgalcileri Orta Doğu’da olduğu gibi Doğu Akdeniz de bir küçük kıyamet oluşturma peşindeler. Demedi demeyin.