Lider Haber

AYDAL: ESPOO VE AARHUS SÖZLEŞMELERİ ASLA İMZALANMAMALIDIR!

AYDAL: ESPOO VE AARHUS SÖZLEŞMELERİ ASLA İMZALANMAMALIDIR!
27 Nisan 2020 - 6:06

Yeniden Refah Partisi genel başkan yardımcısı Prof. Dr. Doğan AYDAL; yaptığı yazılı basın açıklamasında ESPOO ve AARHUS sözleşmelerinin tehlikelerine dikkat çekti. AYDAL, ülkeyi bölünmeye götürebilecek AB, ESPOO VE AARHUS  sözleşmeleri asla imzalanmamalıdır’ dedi.

Yazılı basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı.

ESPOO (ÇED) SÖZLEŞMESİ, sözleşmeyi imzalayan taraf ülkelerin belirli yatırım faaliyetlerinin çevresel
etkilerini planlamalarının erken bir aşamasında, birlikte değerlendirme yükümlülüklerini ortaya
koymaktadır. Ayrıca, devletlerin, Olumsuz çevresel etkiye sahip olması muhtemel bütün önemli
projeleri birbirlerine bildirme ve danışma yükümlülüğünü getirmektedir. Sözleşme 1991 yılında kabul
edilmiş ve 10 Eylül 1997’de yürürlüğe girmiştir.
Adı, çevre ile başladığı için oldukça masum görünen ve AB ülkeleri için çok da önemli olmayan bu
sözleşme, Türkiye için, kolonileşmenin başlangıcıdır.
Ülkemizi bölünmeye kadar götürecek olan ön sözleşmelerdir.
AB-ESPOO SU ÇERÇEVE DİREKTİFİ (SÇD), her AB üyesi devletin, ulusal sınırları içinde bulunan nehir
havzalarının yönetim planlarını hazırlamalarını AB topraklarının dışına uzanan “uluslararası !” nehir
havzalarında ise ilgili devletlerle tek bir nehir havzası yönetim planı oluşturmak için çaba
harcamalarını, bunun mümkün olmaması durumunda; havza planlarını, nehirlerin kendi
topraklarındaki bölümü için hazırlamasını ve AB komisyonuna iletmesini öngörmektedir.
Nehir havzası yönetiminde AB ülkeleri arasında işbirliği zorunluluğu getirilmektedir. AB üyesi olmayan
ülkelerle uygun eşgüdümün kurulması için çalışılmasına yer vermektedir.
ESPOO sözleşmesi sadece suya odaklı sözleşmeler olmayıp, suya dayalı projeleri (baraj yapıları, yer
altı suyu çekim işlemleri) ilgilendiren hükümleri bulunmaktadır.
ÖZETLE; AB, özellikle sınıraşan sularımızın yönetiminin (AB, “Uluslararası Su” olarak
adlandırmaktadır) AB’ye devredilmesini ve bu nehirlerin bulunduğu havzalarda yapılacak
yatırımları AB İZNİNE bağlamamızı istemektedir. Daha da ileriye giderek, bu nehirler ile ilgili proje
hazırlarken Sınır ötesindeki ülke ve/veya ile anlaşmamızı da istemektedir. Yani Fırat için Irak ve Suriye;
Dicle için, Suriye ve yeni güney komşumuz, yakın zamanda ABD desteğiyle Devlet olması an meselesi
olan PYD-PKK oluşumu ile anlaşmayı tavsiye etmektedir. Tabii Çoruh nehri için Gürcistan, Aras Nehri
için, Türkiye, Azerbaycan, İran, Ermenistan uzlaşmasını, Arpaçay için Ermenistan ile uzlaşmamızı
istemektedir.
Çevreyi çok önemsediğini ifade eden AB’nin, Türkiye’de Nükleer santral kurulurken hiç sesi
çıkarmamıştır. Yüzlerce dereyi tahrip eden, dere tipi hidroelektrik santralleri kurulurken sesi
çıkmamıştır( 23250 MW için tahribatlar yapılmış, sadece 7857 MW’lık santral kurulabilmiştir). Doğu
ve Güneydoğu Anadolu ile Trakya’daki topraklarımızda, 272’si kanserojen 2500 civarında kimyasal
kullanılarak çıkartılmaya çalışılan Kayagazı’na, çıkartan şirketler AB ve/veya ABD kökenli diyerek itiraz

etmemiştir. Çevreyi tahrip etmesi kesin olan “Kanal İstanbul” ile ilgili tek kelime etmeyen AB, her

nasılsa, Doğu Akdeniz’de sondaj yapıp çevreyi kirletiyoruz ve bunun için kendilerinden izin almadık
diye, AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Mogerini’nin imzasıyla, Komisyon adına, Mart 2018’de
KINAMA yayınlamıştır. AB’nin gerçek yüzü budur!
AARHUS SÖZLEŞMESİ ise, Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE) 25 HAZİRAN 1998
tarihinde DANİMARKA’NIN AARHUS şehrinde (ÅRHUS) Dördüncü Bakanlar Konferansı’nda “Avrupa
için çevre” sürecinin bir parçası olarak kabul edildi ve 30 Ekim 2001’de yürürlüğe girdi.
Aarhus sözleşmesi; Çevresel konularda bilgiye erişim, çevresel karar verme sürecine halkın katılımı ve
yargıya başvuru sözleşmesidir. Konu bu şekli ile ortaya konulduğunda AB üyesi ülkeler için hiçbir
tehlike oluşturmadığı gibi, oldukça izi bir sözleşme olduğu söylenebilir.
Ancak konu Türkiye özeline
geldiğinde durum oldukça farklılaşacaktır.
Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimizde 40 yıldır süregelen PKK olayı bilinmektedir.
Mevcut Hükümet ve/veya gelecekteki Hükümetlerden biri bu bölgelerde yatırım kararı aldığında PKK sempatizanı
birçok kişi veya STK’nın ertesi gün mahkeme kapısına koşacaklarını rahatlıkla tahmin edebiliriz.
Mahkemeler sonuçlanmadan, sonuçlansa bile başka kişiler tarafından yeniden mahkemeye müracaat
edileceğinden bu bölgelerde hiçbir yatırım yapılamayacaktır.
Yatırım yapılamayan Bölgelerde işsizlik,
yoksulluk artacak ve bedelini önce Hükümetler sonra Türkiye bölünerek ödeyecektir. AB’nin AB
ortaklığı için bu sözleşmeleri öncelikle imzalamamızı istemesinin sebebi budur.
Türkiye için İntihar hükmünde olan bu sözleşmeleri şu ana kadar imzalamayan Hükümetimizin bu
kararlılığını takdir ederken, CHP’nin 24 Temmuz 2014 tarihinde Sayın Sezgin Tanrıkulu aracılığıyla
Mecliste Dönemin Dış İşleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu’na “bu sözleşmeler neden imzalanmadı”
şeklinde sorduğu soruya da anlam vermekte zorluk çekiyoruz’ şeklinde son buluyor.
Prof.Dr.Doğan AYDAL KİMDİR?
1976 yılında Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesinden “Maden Jeolojisi Yüksek Mühendisi”
unvanı alarak mezun olmuştur. İngilizce eğitimini International House, Hastings; Master ve Doktora eğitimini ise
İNGİLTERE’de LEEDS Üniversitesinde tamamlamıştır(1976-1980).
Kısa dönem askerlik öncesi ve sonrasında, MTA Genel Müdürlüğü çeşitli birimlerinde çalışan AYDAL,
1982 yılı sonunda Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi’nde Y. Doç.Dr. unvanı ile göreve başlamış
ve 1991 yılında Doçent unvanı almıştır. 1994 yılında bir dönem ABD CINCINNATI Üniversitesi Jeoloji
Mühendisliği Bölümünde misafir öğretim üyesi olarak bilimsel araştırmalarda bulunmuştur. Halen
Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesinde Öğretim Üyesi olarak çalışmaktadır. Madencilik, Enerji
politikaları, Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi Sistemleri üzerine uzmandır.
Başbakanlık Müsteşar Yardımcılığı, Başbakan Danışmanlığı, TBMM’de Danışmanlık, Sümer
Holding Yönetim Kurulu Üyeliği, Kastamonu Meslek Yüksek Okulu Kurucu Müdürlüğü, Ankara
Üniversitesi Senato Üyeliği ve Afrika Çalışmaları ve Araştırmaları Merkezi Müdürlüğü gibi idari
görevler yapmıştır. AYDAL, Amerika, Afrika, Avrupa ve Asya kıtasındaki 60 ülkede, çeşitli bilimsel
araştırma, inceleme ve gezilerde bulunmuştur.
Çeşitli konularda yazılmış 14 Kitabı da bulunan Aydal’ın, yurtiçi ve dışında birçok makale ve
Tebliği bulunmaktadır. “Maden Savaşları”, “Petrolsüz Dünya”, “Enerji Kan Kokuyor”, “Sular Kızıl
Akacak” ve “Enerjiye Açılan Karanlık Kapılar” adlı kitapları toplum tarafından çok tanınmış ve bu
kitaplar üzerine 15 ayrı TV kanalında uzun süreli 70 TV programı yapılmıştır. Ayrıca bu kitaplar ile ilgili
olarak birçok gazete ve dergide onlarca röportajı yayımlanmıştır.
1995 Yılında yapılan Genel Seçimlerde Prof.Dr. Necmettin Erbakan hoca tarafından
“Türkiye Milletvekilliği” için aday gösterilmiş ancak Anayasa Mahkemesinin yeni ihdas edilen
“Türkiye Milletvekili” kavramını iptal etmesinden sonra, yine Erbakan Hocanın arzusu üzerine
İstanbul 2 Bölge Milletvekili adayı olmuştur.
Yeniden Refah Partisi Kurucular Kurulu, Merkez Karar Yürütme Kurulu ve Merkez Yürütme
Kurulu Üyesidir. Partide Araştırma ve Geliştirmeden sorumlu Genel Başkan Yardımcısıdır.

LİDER HABER.... HABERİN LİDERİ...

porno sex brazzers porno hd porno porn porno seyret hack forum

betmarino aresbet betnano asyabahis mroyun bahigo mobilbahis bets10 imajbet betper