Lider Haber

Beşiktaş’ta Büyük Hayal Kırıklığı

Beşiktaş’ta Büyük Hayal Kırıklığı
Ravşan Alioğlu( ravsan@liderhaber.com )
05 Ekim 2019 - 1:03

Beşiktaş’ta görevde kaldığı yaklaşık yedi buçuk yılın ardından Başkan Fikret Orman geçtiğimiz hafta görevi bırakma kararı aldı. Fikret Orman başkanlığa seçilmesinin ardından ilk olarak kulübü ekonomik sıkıntılardan kurtarmak adına 2012-2013 sezonunu ‘’FEDA’’ sezonu olarak ilan etmişti. O sezon Beşiktaş şampiyonluk amacı koymamıştı ve toparlanmak için taraftarından bir sezon müsaade istemişti. FEDA sezonunda Beşiktaş düşük bütçeli oyunculara yönelmiş, Samet Aybaba yönetiminde şampiyonluk baskısının da olmaması avantajı ile pozitif bir futbol sergileyerek sezonu üçüncü sırada noktalamıştı. FEDA sezonu sonrası Beşiktaş’ın yükselişi başlamıştı ve Fikret Orman’ın 2013-2014 ve 2014-2015 sezonları için teknik direktör hamlesi uzun yıllar Hırvatistan milli takımını çalıştıran Slaven Biliç olmuştu. Aynı dönemde stat yapımı ile de ilgilenen yönetim daha iddialı bir kadro oluştururken transferde yüksek bedellerden uzak duruyordu. Biliç yönetiminde geçen iki sezonda genel olarak baskılı ve güçlü bir oyun ortaya koyan takım, tam istenen başarılara ulaşmak üzereyken son düzlükte kaybediyordu. O dönem Beşiktaş’ın ligde öne geçtikten sonra son bölümleri zor bitirdiği maçlar hatırlıyorum. 2014-2015 sezonunda ise Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın kıyasıya bir rekabet ile sürdürdüğü yarışta son haftalarda Beşiktaş üst üste puan kayıpları yaparak yine ligin sonunu getirememişti. Biliç ile geçen iki sezonda Beşiktaş oyun ve takım kalitesi bakımından ilerleme kaydetse de derbi kazanamamış ve iki sezonu daha üçüncü tamamlamıştı. Ardından 2015-2016 sezonunun başında Fikret Orman takımın başına Şenol Güneş’i getirmişti. Beşiktaş’ın gerçek yükselişi o sezon itibariyle başlıyordu. Transferlerde yine bonservis konusunda çok titiz davranan ve yüksek fiyatlı oyunculardan kaçınan Fikret Orman yönetimi kiralık oyunculara da yönelerek hep nokta atışı transferler yapmıştı ve o sezon şampiyon olmuştu. 2016-2017 sezonunda ise Mario Gomez, Sosa gibi oyuncuların takımdan ayrılması ile kiralık olarak Aboubakar ve Talisca gibi farklı tipte oyuncular alınmıştı. Şenol Güneş bu oyunculara uygun başka bir oyun oluşturarak ikinci şampiyonluğu da Beşiktaş’a kazandırmıştı. Beşiktaş için asıl kötü gidiş bana göre 2017-2018 sezonunda başladı. O sezon Beşiktaş ligin en iyi kadrosuna sahipti. Negredo, Pepe gibi yüksek maaşlı birçok oyuncuya sahipti. Böylesine yüksek maliyetli bir kadroya sahipseniz, bunu karşılayabilmek için şampiyon olmak zorundasınız. O sezon dört takımın içinde bulunduğu ve Galatasaray’ın Fatih Terim ile şampiyonluğa ulaştığı yarışta Beşiktaş dördüncü olmuştu. Oradan sonra işte takımın kadro kalitesi düşmeye ve takımın oyun ritminde sorunlar çıkmaya başladı. Geçen sezon da Şenol Güneş elindeki kadroya göre bir oyun oluşturmaya çalıştı ve ligin son bölümlerini iyi geçerek ligi üçüncü sırada tamamladı. Bu sezon için Fikret Orman, yıllardır Başakşehir’i çalıştıran Abdullah Avcı’yı göreve getirdi. Abdullah Avcı Başakşehir’de 12 sezon görev aldı ve başladığı noktadan takımı üst düzey futbol oynayan, şampiyonluk yarışının hep içinde olan bir konuma yükseltti. Şenol Güneş elindeki kadroya göre hareket eden bir hoca iken Abdullah Avcı ise tam bir sistem hocası. Kafasında oynatmak istediği bir oyun modeli var. Pasa dayalı bir geçiş oyunu. Rakip sahaya yerleşen ve topu orada dolaştıran, kontrolü daima elinde bulundurmayı amaçlayan bir sistem bu. Başakşehir’deyken bunu izledik. Beşiktaş’ta da hoca bunu yapmayı amaçlıyor. Ancak geride kalan 6 haftada Beşiktaş bir galibiyet iki beraberlik alarak 5 puan topladı ve 16. sırada yer alıyor. Avrupa Ligi’nde ise oynadığı iki maçı da kaybetti. İşin daha kötü olan kısmı ise şu anda oynanan oyun hiç üretken değil ve ilerisi için de ışık vermiyor. Sezon başında yapılan transferler taraftarı pek de heyecanlandırmadı. Zaten kadro olarak Beşiktaş’ın, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin gerisinde olduğunu düşünüyorum. Şu ana kadar geçen sürede Beşiktaş, Avcı’nın oynatmak istediği sisteme henüz uyum sağlayamadı. Yeni bir oyuna geçerken puan kayıpları olması doğaldır ancak bana Beşiktaş’ın kadrosu bu oyun için uygun değil gibi geliyor. Geride kalan maçlarda takımın lideri rolünü üstlenen Ljajic istenenden çok uzak bir performans sergiledi. Burak Yılmaz sakatlıktan yeni çıktı. Bu gibi etkenler Avcı’nın yeni sistemini takımına uygulaması ve işlemesi için büyük sıkıntılar olarak göze çarpıyor. Buna rağmen Avcı hala kendi sisteminde ısrar ediyor. Başakşehir bir proje takımıydı. Taraftar baskısı, medyası olmayan bir takım. Ancak Beşiktaş gibi büyük bir kulüpteyseniz size pek fazla sabredilmeyebiliyor. Abdullah Avcı’nın ‘’Performansımı eleştirebilirsiniz ancak beş haftaya bakarak teknik direktörlüğümü sorgulayamazsınız’’ sözleri de üstünde nasıl bir baskı ve yükün olduğunu, nelerle baş etmek zorunda olduğunu gösteriyor. Beşiktaş sezona tarihinin en kötü başlangıçlarından birini yaparak başladı ve takım üst üste gelen kötü sonuçların ardından yükselişe geçmek için kafasını kaldırmak zorunda. Bunu sağlamak da Avcı’nın görevi. Bana göre Abdullah Avcı kafasında kurduğu sistematik oyunu bir kenara bırakıp pratik ve hemen etki edecek çözümler bulsa daha iyi olur. Aksi takdirde Beşiktaş için işler daha kötüye gidebilir.

LİDER HABER.... HABERİN LİDERİ...

porno sex brazzers porno hd porno porn porno seyret hack forum

betmarino aresbet betnano asyabahis mroyun bahigo mobilbahis bets10 imajbet betper