İstanbul’daki Çağlayan Adliyesi’nde bir savcımız teröristlerce katledildi. Teröristlerden birinin elinde avukat cübbesiyle avukatlara ait kapıdan, elindeki sahte kimliği ile girmesi, kimliği okutturması, teyit alması gereken özel güvenlik elemanının bu işlemi yapmaması yeni bir tartışmayı başlattı. “Özel Güvenlik” ne kadar güvenli?

Psikolojik eğitimleri eksik ve grup halinde senkronize davranma kabiliyeti zayıf özel güvenlik gruplarının maçlarda veya gösterilerdeki tutumları eleştirilmişti. Cumhurbaşkanı bir yurt dışı seyahatinden dönerken uçaktaki gazetecilere, özel güvenlik kaldırılsın deyince tartışma başka bir boyuta taşındı.

Bu tartışmalar sürerken tesadüfen izlediğim konuyla ilgili bir tartışma programında bu alandaki en büyük firmanın yetkilisi “Türkiye’de özel güvenlik elemanlarının sayısının 500bin kişi olduğunu ve şu an 200bin kişinin görev yaptığını anlattı. Sektörde bazı uygulama hatalarının olduğunu ama sektöre yabancı sermaye girince ciddiyet ve disiplin geldi” dedi ve benim aklıma dünyaca ünlü ve Irak’ta yaptığı işkenceler ve öldürdüğü sivillerle tanınan Amerikan özel güvenlik şirketi Blackwater geldi ve ürperdim.

DP iktidarıyla beraber yüzümüzü iyice batıya döndük. NATO’yla birlikte tüm kurumlar için ABD modeli seçildi. Özallı yıllarla iyice batıyla bütünleştik ve bürokratik kurumlarımız batıya uyduruldu. Milli kurumlar ya yok edildi ya bay-pas edildi. Batı bize kendi yapılanmasını ve normlarını dayattı. Batının tecrübelerinden faydalanıp kendimize özgü kurumlar yaratamadık, var olanları geliştiremedik. 1999 yazında yaşadığımız yıkıcı depremden sonra yaşanan ağır ekonomik krizden sonra IMF’nin kapısı çalınmış, IMF ve Dünya Bankası’nın dedikleri yapılmış, sonuçta çok büyük bir kriz ortaya çıkmıştır.

Krizden çıkmak için kredi istediğimizde IMF Özal’ın Milli Sanayi, Tarım ve Hayvancılıkta yaptığı yıkım, ülke iç pazarını yabancı tekellere açması yeterli gelmemiş olacak ki yeni reformlar istediler. Bir dizi reform(!) yapıldı. Çok sayıda milletten özerk kurumlar ortaya çıktı. 2002 yılında iktidara gelen AKP, AB yolunda gidiyoruz deyip ne isteniyorsa yaptı. Art arda kanunlar çıktı.

Bu kanunların biriside yukarıda bahsettiğimiz Özel Güvenlik yasasıydı. 2004 yılında Sağlık konusunda yasa çıkarılırken Türk Tabip Odası başkanı performans sistemi gibi düzenlemelerin devletin sağlık giderlerini arttıracağını söylemişti; durum meydanda. Avrupa’dan fazla MR cihazı var. Gereksiz ameliyatlar patladı. Devletin ödediği sağlık gideri 3 – 4 kat arttı. Amerikan ilaç firmalarının üstün çabaları sonucunda kolesterol ve sakinleştirici ilaç tüketimi patlama yaptı.

İki bin yılından bu yana meclisimizin çıkardığı tüm reformlar ele alınmalı. Ülkemizin yararına uymayan yasalar zaman geçirilmeden iptal edilmelidir. Adamlar yasa çıkartıyorlar ve sonra sivil bir ordu meydana getiriyorlar, haberimiz yok. Yarın yabancı şirketlerin kontrol ettiği özel güvenlik kurumlarına bağlı, maaşlı güvenlikçileri istedikleri gibi kullanabilirler. Falan gösteriye aşırı şiddet uygula, falanca gösterilere sessiz kal diyebilirler. Silahlı elemanlarına karışıklık çıkarabilirler. Bunu unutmayalım. Bu uygulamadan kısa sürede vazgeçip, kendi modelimize dönelim.