İngiliz tur operatörü Thomas Cook iflasını açıklayınca turizm dünyasından hiç duymadığımız haberler gelmeye başladı. Turistlerin oteller tarafından rehin tutulduğu gibi…
178 yıllık geçmişe sahip bir firmadan bahsediyoruz. Mağduriyetlerin 20 bine varan personelle sınırlı kalmayıp, yüz binlerce turiste yansımasından bahsediyoruz. Kolay değil.
Dünyanın içinden geçtiği ekonomik süreci görmezden gelip, yaşanan bazı olumsuzluklarda yeri göğü inletircesine ‘Açız, aç!’ diyenlerin altlarında son model araba ve belki bir-ikisini kiraya verdikleri taze yapım evleri olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Bu sahtekarların ve niyeti bozukların hiç bıkıp usanmadan çektikleri algılar hangi saftiriklere dokunur acaba?
Son otuz yılı bilenlere soralım: Bugünden daha iyi gününüz oldu mu?
Akparti döneminde, bir zamanlar kendisine ev ve kız verilmeyen memurlar, hayal bile edemeyecekleri kolaylıkta ev ve araba sahibi olup, adam yerine konmadılar mı? Şimdi içlerinden bazıları yaşadıkları zamanları beğenmeyip, İmamoğlu gibi dünyanın en zavallı figürüyle aşk yaşamaya başladılar ya, benim aklım havsalam almıyor. Yahu, hadi CHP’liler neyse de, sizin, bu çakmanın da çakması adamlara kuyruk olmanız da neyin nesi? Bu kadar mı adamlığınız?
Kapitalist sistemin dünya ölçeğinde büyük bir çöküşün eşiğinde bekleyip durduğunu bilmiyorlarmış gibi, suni teneffüsle dünyanın idare ediyor olduğunu görmüyormuş gibi ‘Açız, aç!’ diye çemkirmelerine diyecek söz bulamıyorum. Bolca lâhavle, bolca…o kadar.
Çok aşağılık insanlar bunlar.
Ruhlarını şeytana satmış, azgınlıkta sınır tanımayan insan müsveddeleri bunlar.
‘Türkiye batsın, Tayyip gitsin’ diyebilecek kadar çürümüş, birer kurtçuğa dönüşmüş mahluklar bunlar.
Kucaklayarak belediye başkanlığı yapılacağını sanan ve bizden de buna inanmamızı bekleyen mendeburlar bunlar.
ABD’nin yaptığı gün gibi ortadayken, doların zıplamasıyla bozulan ekonominin hükûmeti götüreceğini düşünüp, orasını burasını kınalayanlar bunlar.
Rıza Kayaalp’in dünya şampiyonluğuna sevinemeyecek kadar bize ve bu topraklara yabancı bunlar.
Uslanmayacak, tedavi olamayacak ve dolayısıyla normalleşemeyecek kadar kötü bunlar. Bulacakları belaya engel olmak istemiyorum o yüzden. Salıyorum dilimi.
Thomas Cook battı. Daha batacak pek çok firma göreceğiz. Çünkü balon yeterince şişti.Ya patlayacak, ya da gazı alınacak.
Dünyanın hâli pürmelâli bu.
Ya Türkiye?
Türkiye, tarihinde hiç olmadığı kadar emin ellerde. İçi-dışı çakallarla dolu olmasına rağmen gemi sağlam, kaptan güvenilir ve rota aydınlığa ayarlı, kendi ayaklarımız üstünde tam anlamıyla durmaya. Bu felaketten en az zararla çıkacak bir bilince sahip Türk devleti.. Dahası, krizi faydaya çevirecek bir aklı terkisinden eksik etmiyor.
Onbeş yıldır batıramadılar Türkiye’yi. Her sene ‘Ha battı, ha batacak’ dediler, dimdik ayaktayız. Ve öylece kalacağız.
Bu embesiller de, taşrada porsiyonu otuz liradan satılan ve içeride adım atacak yer olmayan künefecilerin türediği bu zamanlarda, ‘Açız, aç!’ diye diye telef olacaklar ki, bence hiçbir sakıncası yok bu durumun. Olabilirler…
Dünya batıyorken, sen künefeye otuz lira veriyorsun, bir eksilme olmuyor; kaldırımlarda park etmiş arabaların çokluğundan elimizi sallayarak yürüyemiyoruz ve üstüne bir de aç oluyorsun öyle mi?
Ellili yaşlara küfürbaz olarak girmekten korkuyorum vallaha.
Thomas Cook Türk olsaydı, kına satışlarında patlama yaşanır mıydı sizce?
‘Açız’ diyen dilencinin üstünde çıkan paraların çokluğu, bunların hepsinin aynı olduğunun resmi değil mi sizce?
İstanbul belediyesinde sakal yasağını başlatan zihniyet, daha dün okullara başörtülü almayanlarla aynı değil mi sizce?
Maya meselesi diyorum ben, haklı mıyım sizce?