Şampiyonlar Ligi 5. maçında Galatasaray kendi sahasında Club Brugge ile 1-1 berabere kaldı. Club Brugge’ün golü maçın uzatma dakikalarında geldi. Maç öncesinde Galatasaray’ın UEFA Avrupa Ligi’ne kalmak adına avantaj yakalaması için mutlaka galip gelmesi gerekiyordu. Bunun yanında sezon başından beri önemli maçlarda alınan kötü sonuçlara bir dur demek ve Galatasaray’ın, taraftarına kendini affettirmesi için bu maç iyi bir fırsattı. Maç öncesinde Galatasaray’da tam bir eksikler ordusu vardı. Sakat olan Luyindama, Şener, Falcao, Andone ve Babel’in yanı sıra cezalı Nzonzi ve Şampiyonlar Ligi listesine yazılmayan Ahmet Çalık ve Emre Taşdemir Galatasaray’da bu maçta yer almayan oyunculardı. Fatih Terim’in elinde A takımdan yalnızca 13 kişi kalmıştı. Galatasaray bu koşullar altında maça çıktı. Maçın ilk dakikalarında iki takım da birbirini tartmaya yönelik akınlar gerçekleştirdi. Galatasaray mutlak kazanmak zorundaydı ama Club Brugge de hiç savunma yapmaya gelmiş bir takım görüntüsü çizmiyordu. Galatasaray maça fena başlamadı derken 11. dakikada Ömer Bayram’ın sol kanattan yaptığı yerden ortayı Adem Büyük gole çevirdi. Bu gol hem Galatasaraylı oyuncuları hem de taraftarı ayağa kaldırdı. Taraftarlar maç boyu takımlarına destek verdi. Maçın ilk 15-20 dakikası Galatasaray’ın istediği gibi gitti. 25’lere doğru Club Brugge oyuna ağırlığını koymaya başladı ve devre sonuna kadar üstün bir futbol sergiledi. Mücadele gücü yüksek bir maç oluyordu. Erken sarı kart gören Lemina ve Mariano beni tedirgin etti. İkinci yarının başlarında Galatasaray, rakibine bir-iki net fırsat verdi. Onun dışında 70’lere kadar Club Brugge’ü kalesinden uzakta tutmayı başardı. İkinci yarıda zaman zaman rakip çıkarken yapılan pres iyi sonuç verdi. Zaten Galatasaray’ın maç boyu önde basan bir oyun oynaması şu an için mümkün değil. Ama bu maçın belli bölümlerinde Galatasaray bunu başardı. 69’da Ömer’in soldan ortasına güçlükle dokunabilen Adem, golü atsa hepimiz geri kalanın dakikalarda çok rahat bir maç izleyebilirdik. O dakikadan sonra rakip birkaç tehlikeli pozisyon buldu. Ancak Galatasaray ne yaptı etti 90’a kadar skoru korumayı başardı. Maçta üst düzey mücadele ile oynayan Galatasaray 90+2’de yıkıldı. Maç boyu harcanan enerji, emek hepsi birdenbire hiç oldu. Kalan dakikalarda başka gol bulamayan Galatasaray bu sezonki hüsranlarına bir yenisini eklemiş oldu. Galatasaray bu sezon büyük maçlarda kötü sonuçların yanı sıra kötü mücadele ediyordu. Ancak bunu bu maç için demek doğru olmaz. Sahaya yüreğini koyan bir Galatasaray izledik. Golü buldu, pozisyonlar üretti, geri adım atmadı ancak son dakikalarda golü yemekten kurtulamadı.  Bireysel performanslara değinmek gerekirse Ömer Bayram, Fatih Terim’in çok iyi verim almayı başardığı futbolculardan. Sadece bu maçta değil sezonun genelinde çok iyi mücadele ediyor ve sahaya ruhunu koyuyor. Lemina bana göre maçın en iyisiydi. Sezon başında maç eksiği bulunan orta saha oyuncusu, giderek maç ritmini kazandı ve ne kadar kaliteli bir oyuncu olduğunu performansıyla herkese gösteriyor. Muslera yine kritik kurtarışlarıyla Galatasaray’ı maçın içinde tuttu. Adem, golcü eksikliğinde Galatasaray’ın, performansına ihtiyaç duyduğu oyunculardan. Forvet oynamasına rağmen sık sık ikinci bölgeye gelip top çıkardı. Hatta zaman zaman onu kendi ceza sahası çevresinde bile gördük. Çok çalıştı ancak son bölümde oyundan düştü. Nagatomo uzun zaman sonra bu kadar çok bindirme yaptı. Mariano, Belhanda, Seri günün yetersiz isimlerindendi. 1-1’lik sonucun ardından Galatasaray için Avrupa’da devam etmek çok düşük bir ihtimal olarak gözüküyor. Sezonun geneline baktığımızda daha iyiye giden ama hala çok yetersiz bir Galatasaray görüyoruz.