İnegöl, nüfusu birçok ilden büyük olmasına, ekonomiye katkısı Türkiye çapında olmasına karşın siyasi açıdan bakınca bildiğiniz eski İnegöl. Yani siyaseten pek değişmiyor İnegöl. Aynı takım içinde ki futbolcuların paslaşmasına benziyor daha çok seçim sonuçları. Bu belki de istikrar açısından da güzel bir şey olabilir.

İnegöl’ün sadece bir siyasi kanadın merkezi haline gelmesi diğer kanada ait partilerin olmayacağı anlamına gelmez. Ben her ne kadar demokrasiye inanmasam da biliyorum demokrasinin gereğidir birbirinden farklı partilerin, farklı düşüncelerin olması. Ve bence de olmalıdır zaten fıtrat gereği…

Lakin…

Demokrasilerde partiler seçimlere girerler aldıkları oy mukabilinde de iktidar ya da muhalefet olurlar.  Ya da fikren birbirine yakın birkaç parti bir araya gelerek ittifaklar kurabilirler. Ama seçimlerin dışında bir zorunlulukları vardır ki buna demokrasi olmasa da dikkat etmek gerekir. Bu da üsluptur…

Yani;

Bir parti iktidar da olsa muhalefet de olsa kullandığı dil ayrıştırıcı, öteleyici, hele hele asla ve asla tehdit edici olmamalıdır. Olursa ne mi olur?

Önce tehdit edilen zevat veya kurum yasal olarak gereğini yapar. Sonra seçimlerde gereken cevap verilir. Sonra belki içlerinden benim gibi Don Kişot çıkar ve der ki “Siz kimin topraklarında kime ahkâm kesiyorsunuz? Siz kimin nimetlerini yiyerek kime kin kusuyorsunuz? Siz kimin oyları ile kime hakaret ediyorsunuz?”

Kim bilir belki daha ileri gider bazıları da bu sefer kargaşa oluşur, ortam bütün sükûnetini kaybeder ve insanlar boş yere gerilir… Ki bunu hiç birimiz istemeyiz, ama illa isteyenlere de kesinlikle bedelini ödetiriz…

Sonuç;

CHP İnegöl İlçe Başkanı Kemal Torun ( bana göre bulunduğu mevkii taşıyamadığından) taşkın, coşkun ( ve yine bana göre partinin resmi görüşünü yansıtmayan) en basit haliyle yazacak olursak talihsiz bir açıklama yaptı ve  “DİNDAR BİR NESİL İSTEMİYORUZ “dedi. (Bu eğer partinin resmi ideolojisi ise CHP sittin sene iktidar yüzü göremez. Kaldı ki böyle bir derdini olup olmadığı tartışmaya açıktır. Ben CHP’nin bulunduğu bu konumdan çok mutlu olduğunu düşünüyorum. -Bunun sebeplerini de daha önce de yazdım yine de merak eden olursa yazarım.-)

Bu halkının yüzde doksan küsuru Müslüman olan bir ülkenin, halkının yüzde yüzü Müslüman ve neredeyse yüzde sekseni dindar olan bir ilçesi olan İnegöl’de infiale sebep oldu tabii ki. Bir ilçe başkanına asla yakışmayacak tamamen sarhoş bir açıklama…

Tabii bunun üzerine meslektaşlarım da bu olayın üzerine gittiler. Haber yaptılar. Meslekleri gereği yapacaklar elbette. Lakin olay bunula da kalmadı HDP İnegöl Belediye Başkan Adayının kardeşi, CHP İl delegesi Ali Doğan da konuyla ilgili haber yapan gazetecileri tehdit etti.

Ben de olsam ederim. Nasılsa Burası Muz Cumhuriyeti.

Ben de olsam ederim. Nasılsa yaptığınız yanınıza kar kalacak…

Sen ey CHP İlçe Başkanı torun ve sen ey CHP İl delegesi Ali Doğan… Sırası geldiğinde ya da sıkıştığınızda demokrasi diyorsunuz da zaman zaman insanları yine sözde demokrasiye sığınarak tehdit ediyorsunuz ya hani? Komik olmayın buna kargalar bile gülmüyor. Kimse de sizleri kale almıyor. Ya çıkın adam gibi siyasetinizi yaptın üslubunuzu bozmayın ya da bu sözlerinizin bedelini illa ki ödersiniz.

Kemal Torun makamının ağrılığını taşıyamamış ve bu saçma sapan ipe sapa gelmez sözü söylemiştir. Oysa CHP yıllardır İnegöl’de var ve ben dâhil hiç kimse eski başkanlar döneminde bu kadar ağır eleştirmedik.

Ali Doğan’a gelince (ki kendisini neredeyse 30 yıldır tanırım) gazetecileri tehdit ederek nereye varmak istiyor bizzat kendisinden öğreneceğim…

(Gazetenin haberini aynen aktarıyorum)

Torun’un Tepki çeken haberine yorum yapan HDP İnegöl Belediye Başkan Adayının kardeşi, CHP İl delegesi Ali Doğan, yaptığı paylaşımla İnegöl deki gazetecileri ölümle tehdit etti. 
Ali Doğan, şu ifadelerle gazetecilere tehdit savurdu: “Gün gelecek bunun hesabını ödeyeceksiniz sözde gazeteciler ağzınızdan akan o salyaları nereye süreceğinizi şaşırmışsınız bu faşist yaklaşımınızı buraya not ediyoruz gün gelecek boş yere akıttığınız Mehmetçiğin kanını Hitler nasıl ödediyse Mussolini nasıl ödediyse sizde ödeyeceksiniz”.