Tüm çağlarda insanlığın düşmanı olan siyonist yapılanma sürekli Müslümanların nabzını yokluyor ve bazı atraksiyonlarda bulunuyor.

Şayet Müslümanlar ses çıkartmıyorlarsa o esnada israil yaptığı hainlikleri-zulümleri arttırarak sürdürüyor.
Neredeyse her yıl emrindeki işbirlikçileri Müslümanların üzerine yönlendirerek zekat verilecek toplulukları dahi onlar belirliyor.

Biz Müslümanlar da zaten şiddet taraftarı değiliz, iyice mayışmış olarak paşa paşa zekatlarımızı da kurbanlarımızı da yönlendirildiğimiz toplumlara veriyoruz. Bir ülkeden başka bir ülkeye zekat ve yardımlarımızı gönderirken bile siyonizme haraç ödüyoruz. Ne zaman isterse o zaman teslimatını yapıyor olması başka bir problem.

Geçen gün ABD ve israil Kudüs’ü hedef alan bazı hadsizlikte bulundu. İşbirlikçi ABD kovboyu efendisi İsrailin başkentini Kudüs olarak kabul etmenin zamanının geldiğini açıkladı.

Türkiye’nin bir çok yerinde sivil toplum kuruluşları ‘Kudüs/Mescidi Aksa’ konulu basın açıklamaları ve ses getirici çalışmalar yaptılar/planladılar.
Ancak kısa bir süre önce israille Türkiye hükümeti bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşmada Türkiye’nin başkenti Ankara, israilin başkenti Kudüs yazıyor! Burası çok daha vahim.
Anlaşma imzalanılan bir ülke başkentim Kudüs diyor, ardından biz adamların başkentinde yaptığını eleştirmeye kalkıyoruz, o da halkımızın baskısıyla!

Yine kısa bir süre önce ‘doğu Kudüs-batı Kudüs’ konusu girdi kelime dağarcığımıza!
Kudüs’ün doğusu batısı şakası olmazzz. Net biçimde tavrımızı ortaya koyalım!

Seçmen iyi işler yapsın diye yöneticileri seçiyor. Ancak yöneticiler sanki yönetici kendileri yönetici değilmiş gibi bir tavır içerisindeler. Maalesef, ‘Kim var diye sorulduğunda sağına soluna bakmadan ben varım diyecek bir gençlik ve toplum’ oluşamadı.
Karar merci kendileriyken, yöneticilerimiz, kötüyü iyiye çevirecek, çirkinlikleri güzelleştirecek, yanlışları doğrultacak, zulümleri yok edip adaleti tesis edecek ken, elinden oyuncağı alınmış bebeler gibi şikayet etmekle meşguller sanki.

Biz rahmetli diyelim, Bülent Ecevit başbakan iken Danimarkalı karikatürist peygamberimize hakaret içeren bir çalışma yapmıştı. Ecevit Danimarka malı çikolataları sınır kapısında iki ay bekletti. Sıcaktan telef olan ürünlerin haberi Danimarka basınında yer alınca, Danimarka halkı karikatüristin evine tacizlere başlamış, taşlamış, linç girişiminde bulunmuş, polis de evi korumaya almak mecburiyetinde kalmıştı. Halk arasında bir kısım seçmenin ‘gavur Ecevit’ dediği başbakanın yaptığı ortada!

Güncel problemleri çözüme ulaştırmakla mükellef iktidar şikayet etmekle yetiniyor.
Mühür kimdeyse Süleyman O değil midir?

Bir takım arkadaşlarımız bize mesajlar atıyorlar, ‘boykot edilecek Yahudi malları’ listesini paylaşıyorlar. Evet boykot edelim ama Bülent Ecevit gibi yapalım, halk bazında değil, mühür kimdeyse O kişi Süleymanlığını göstersin, başkenti Kudüs olan bir israili tanımayan halkın iktidarı da israili tanımasın! Yaptığı anlaşmayı yırtıp atsın, iktidar olduğunun farkına varsın.
Adeta iktidarın boynuna bir davul asılmış tokmak kimin elinde belli değil!

Rahmetli Erbakan hocanın dediği gibi bunlar güçten anlar yaptırımdan anlar…
Hükümetimizin Sivil toplum kuruluşlarının sesine kulak vermesini bekliyoruz.

**
Bir duyuru, ‘9 Şubat 2020 tarihinde Yeniden Refah Partisi Sakarya Kent meydanında saat 14:00 de SENİNLEYİZ KUDÜS’ mitingi yapacak.