Premier League’in 13. haftasında Tottenham, yeni teknik direktörü Jose Mourinho ile deplasmanda West Ham United’ı 3-2 mağlup etti. Tottenham yönetimi geçtiğimiz günlerde takımı yaklaşık beş buçuk yıldır çalıştıran Pochettino ile yollarını ayırmış, ardından kısa süre içinde Jose Mourinho’yu göreve getirmişti. Jose Mourinho’ya geçmeden önce Pochettino’nun yaptıklarına değinmek istiyorum. Tottenham Pochettino öncesinde İngiltere’nin güçlü takımlarından biri olarak göze çarpıyordu fakat elindeki kadrolar yıllar içinde belli bir standartta devam ediyor ve ligde ilk 6’yı-8’i zorlayan bir takım görüntüsü çiziyordu. Tottenham, Pochettino sonrasında geçen beş sezonun dördünde ligde ilk dörde girme başarısı gösterdi. Geçen sezon Şampiyonlar Ligi’ni finalde Liverpool’a karşı kaybetti. Tottenham’ın çıkışını geçtiğimiz yıllarda gördüğümüz Borussia Dordmund ve Atletico Madrid’in yükselişine benzetiyorum. Yüzlerce milyon euro harcamadan belli seviyede oyuncuları alarak, elindeki oyuncuların seviyesini de artırarak bulundukları noktadan en üst düzeye çıkan takımlar bunlar. Tottenham’ın bunlardan aşağı kalır yanı da yok zaten. Ancak futbolda dün yoktur. Her gün başarılı olmalı, her zaman belli bir standardı tutturmalısınız.

Bu sezon istenen sonuçların alınamaması üzerine Pochettino görevden alındı ve yerine Jose Mourinho getirildi. Teknik direktörlük kariyerinde Porto ile iki lig şampiyonluğu, Portekiz Kupası ve Portekiz Süper Kupası’nın yanı sıra hem Uefa Kupası hem de Şampiyonlar Ligi Kupasını kazandı. Sonrasında başarılı bir Chelsea döneminin ardından Inter ile iki lig şampiyonluğu, İtalya Kupası, İtalya Süper Kupası ve bir Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu kazandığı dönemin ardından sözleşmesini feshederek Real Madrid ile anlaştı. Real Madrid ile bir lig şampiyonluğu, İspanya Kral Kupası ve İspanya Süper Kupasını kazandı. Büyük bir kitleye göre Jose Mourinho dünyanın en iyi teknik direktörü. O ‘’Dünyanın en iyi teknik direktörü ben değilim ama benden daha iyi bir teknik direktör de yok’’ sözünün sahibi. O bazen yıkıcı hücum futbolu oynatarak, bazen kalenin önüne otobüs çekerek ama ne olursa olsun taktik dehasıyla sonuca gitmeyi başaran bir teknik direktör. Jose Mourinho İngiltere’ye hiç de yabancı değil. Daha önce Chelsea’yi iki dönem çalıştırdı ve sayısız kupanın yanında 3 Premier League şampiyonluğu kazandı. En son ise Alex Ferguson sonrası toparlanmaya çalışan Manchester United’ı çalıştıran Mourinho orada da birçok kupa kazanmasına rağmen Alex Ferguson döneminin altında kalmış ve takımdan gönderilmişti. O dönemden beri takım çalıştırmayan Mourinho’nun zaman zaman yeniden Real Madrid’i çalıştıracağına dair haberler çıkıyordu. Ancak o Tottenham ile anlaştı ve ilk maçında West Ham karşısına çıktı. Maç öncesinde ‘’İlk maç için taktik mi, motivasyon mu?’’ sorusuna ‘’Karışık’’ cevabını veren Mourinho’nun yeni macerasının nasıl başlayacağını pek çok futbolsever merakla bekliyordu. Açıkçası ben de onu sahalarda görmeyi çok özlemişim. Özellikle Real Madrid’i çalıştırdığı dönemde onu yakından takip ediyordum ama o dönem Barcelona inanılmaz futbol oynuyordu ve Mourinho, Real Madrid için ne yapsa Barcelona’nın gerisinde kalmaktan kurtulamamıştı. Şimdi ise Mourinho ve Pep Guardiola yeniden aynı ligdeler ve bu ikilinin karşılaşmasını sabırsızlıkla bekliyorum.

Tottenham için bu sezon kötü geçiyor. West Ham-Tottenham maçı eylül ayından beri kazanamayan iki takımın mücadelesiydi. Bu sezon sadece bir maçta kalesini gole kapatan Tottenham’ın savunma performansının nasıl olacağı da merak ediliyordu. Maça Tottenham hızlı başladı. İlk bölümde West Ham buna karşılık verdi. İlk yarını ortalarına doğru tempo biraz düşer gibi oldu. 25’ten sonra oyunun kontrolünü Tottenham ele geçirdi. Ataklarını sıklaştıran Tottenham 36’da ilk yarının en iyisi olan Son ile golü buldu. 43’te Dele Alli’nin sol çizgide topun çıkmaması için yaptığı hareket inanılmazdı. Bu onun ve takımın içindeki hırsı gösteren bir hareketti. Dele Alli’den topu alan Son, sol kanattan uzak direğe yerden bir orta kesti. Topa dokunan Lucas Moura farkı ikiye çıkardı. Gollere sevinirkenki hali Morinho’nun hırsını yansıtıyordu. İlk yarının duraklamalarında erkenden soyunma odasına gitmesi onun ne kadar farklı bir karakter olduğunu gösteriyor. İlk yarı 2-0 biterken pes etmek istemeyen West Ham ikinci yarıya Antonio değişikliği ile başlıyordu. 49’da Kane ile gelen gol farkı üçe çıkardı ve West Ham’ı önümüdeki belli dakikalar için oyundan düşürdü. Uzun süredir maçın kontrolünü elinde tutan Tottenham üçüncü golün ardından maçı bu şekilde bitirmek için oyunu rölantiye aldı. Ancak Tottenham’ın iyice geriye yaslanmasıyla ilerleyen dakikalarda yavaş yavaş baskı kuran West Ham 73’de Antonio ile golü buldu. Antonio, maçta West Ham’ın en iyi oyuncusuydu. Kalan dakikalarda Mourinho’nun yaptığı değişiklikler oyuna fazla etki etmedi ve West Ham son kısımda ataklarına devam etti. 90+6’da Ogbonna’nın ayağından gelen gol sadece tabelayı değiştirmeye yetti. 3-2 sonuçla Morinho, Tottenham’ın başında ilk galibiyetini almayı başardı.