Yahu, bu siyaset ne menem şey mi, yoksa, ne menem bireylerin işgalinde olduğu için mi topluma ümit vermiyor. Öyle ya daha muhalefetteyken her gün hoş olmayan haberlere konu olan ana muhalefet partimiz var. Tecavüz, taciz iddialarına 650 milyon Tl nereye gitti sorusu eklendi. Böyle bir durumda ki parti iktidar olsa ne yapabilir ki.?!
Diğer küçük partilerde de durum farklı değil. Milletvekili ya da tekrar belediye başkanı yapılmayanlar; ” öyleyse bizde parti kurar oyları böleriz ” diyorlar. Tabi çoğu geçmişinde suistimallerle anılmış.
İhtiras, makam, mevki, koltuk hırsı gemi azıya almış şahsiyetler siyaset sahnesini işgal etmiş. Atıyor, tuyorlar. Ehliyetli, liyakatli insanların önünü tıkıyorlar. İktidarda, muhalefette tıkanmış vaziyette. Hemşericilik, bölgeselcilik, kayırmacılık almış başını gitmiş. Hakiki vatanseverler şehid haberlerinde.
Yakın tarihin bugünden bir farkı yok. Maalesef dün de aynıydı bugün de aynı siyaset cephesi. Yeni yeni partilerin kurulması bunalımdan kaynaklanıyor. Bir güç ülkeyi yok oluşa sürüklüyor, siyaset madrabazlarının gözleri kararmış, ihtiraslarının peşinde amansızca koşturuyorlar ama yok oluşa giden yolda olduğumuzu göremiyorlar. Piyonlar, önceden belirlenmiş işbirlikçiler umulmadık beyanlarıyla endam ediyorlar.
Ne bileyim. Düzelmek için daha mı çok batmamız gerekiyor. Marketçiler, pazarcılar, tüccarlar vb iyice tık boğaz mı etsin?! İktidar seyirci, muhalefet ” düzelmesin, daha beter olsun ” diye bekliyor.
Vatandaş ümitsiz. Gerçi bizim ne kültürümüzde ne inancımızda ümitsizliğin yeri yok ama kime sorsanız ” düzelmez abi ” cevabıdır.
Her şeye rağmen umutsuz olmamalıyız. Topluma verilecek en büyük hastalık umutsuzluktur. En zor şartlarda ümidimizi yüksek tutmalıyız. Çünkü Allah(cc) bizlerle beraberdir. Bu ülkenin yok olmasını, yıkılmasını isteyenlerin üfürdüğü hastalıktır, yılgınlık, ümitsizlik, tembellik…
Başarılı belediye başkanlarımız, vekillerimiz var. Tabii sesleri çok duyulmasada bu ülke için düşünen düşünce fikir adamlarımızda var. Umutsuzluk tellallarının gürültüsünden, perdelemesinden sıyrılabildiğimizde onların varlığıyla umudumuz daha da artıyor ve ” bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir ”diyoruz. Vatana, bayrağa, ezana, insanlarımıza karşı mesuliyet duygularımız daha da artıyor.
Bilmeliyiz ki; Halk Cumhurbaşkanı Erdoğan’a güveniyor. Muhalefet partilerinin tümü birleşse de Erdoğan’ın oyunu yakalayamıyorlar. İktidarında, muhalefetinde anketlerinde böyle sonuç çıkıyor.Demekki ümit var. Yeterki halk inandırılsın, güvendirilsin. Erdoğan bu haliyle Sultan Abdülhamid’e benzetiliyor. O da çabaladı. Okullar, fabrikalar, yollar, köprüler yapmaya çalışmıştı. O gün için kıymeti bilinemedi. Kaybedildikten kısa süre sonra anlaşıldı dehalığı, devlet adamlığı.
Bu konuya devam edelim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı suistimal edenleri, çıkarcıları konuşalım. Bu ülkede devrim niteliğinde hizmetler sunuldu. Perdelemeye, engellemeye çalışanları aktaralım. Önümüzde ki günlerde teferruatlıca bunları da aktaralım istiyorum. Şimdilik nokta diyelim, Vesselam…