Devre arası transfer sezonu, yaz dönemi kadar hareketli olmasa da bir amacı olan takımlar için çok önemlidir. Devre arası transfer sezonunda küme düşmemeye oynayan takımlar kadrolarını güçlendirebildikleri kadar güçlendirir, alabildikleri tüm oyuncuları alır. Üst sıraları veya şampiyonluğu hedefleyen takımlar rakiplerini alt edebilmek için son transfer kozlarını oynarlar. Devre arası transferleri genellikle fırsat transferleri olarak yorumlanır. Ligin ilk yarısında pek fazla süre alamayan ve kendini göstermek isteyen oyuncular yeniden çıkış yakalamak için kendilerine yeni rota belirler. Bu transferler genellikle kiralık olur. Kısa vadeli planlarda 6 ay, uzun vadeli ama geçici çözüm olarak alınan oyuncular bir buçuk yıl kiralanır. Ancak devre arası yeniden kadro kurulmaz. Yıllardır Türkiye Ligi’nde küme düşmeye oynayan takımların devre arasında 7-8’er oyuncu aldıklarını görüyorum. Türkiye’de transferler hiçbir zaman yetişmiyor. Sezon başı transferler eylül ayına kadar sarkıyor. Sonra faydalı olamayınca ya da yanlış kadro mühendisliği yapıldığı anlaşılıyor. Sonrasında kulüpler çözümü bol transferde buluyor. Büyük takımlardaki eksikler önemli bölgelerde ise çözüm bulmak çok zor oluyor. Örneğin büyük bir takımsınız, şampiyonluğa oynuyorsunuz ama size forvet lazım. Devre arası kimse golcüsünü göndermez. Ne yapacaksınız? Forvet alsanız da yetenekli ancak yine az süre alan oyunculara yönelmek durumunda kalırsınız. Devre arası transferleri bana göre az maliyetli veya nokta atışı transferler olmalıdır. İhtiyaca göre, lükse kaçmadan bir ya da iki oyuncu alırsınız, takımın havası değişir ve amacınıza doğru daha güçlü adımlarla yönelirsiniz. Devre arası transferi böyle yapılır. Örneğin önemli bir oyuncunuz uzun süreli bir sakatlık geçirdi. Onun yerini doldurmak için devre arası çok iyi bir şanstır. Devre arası bu gibi transferler için uygundur.

Türkiye’de geçmişte şampiyonluğa etki eden çok önemli devre arası transferleri yapıldı. Yakın geçmişte Beşiktaş’ta Ernst, Yusuf Şimşek, Fenerbahçe’de Nobre, Galatasaray’da farklı dönemlerde Necati, Drogba, Sneijder gibi flaş transferleri hatırlıyorum. Bu sezon böyle bir transfere şahit olduk mu? Bence hayır. Yine de takımlar kadrolarını ellerinden geldiği kadar güçlendirdi. Şampiyonluk yarışında haddinden fazla takım var ve her puan kaybı bundan sonra kritik. O yüzden her transfer hamlesi çok önemliydi.

Bu sezon Süper Lig’de alt sıradaki takımlara bakıyorum ve yine çok oyunculu transfer politikaları izlendiğini görüyorum. Kayserispor mali sıkıntı yaşıyor ve pek çok oyuncuyla yollarını ayırdı. Bir o kadar da oyuncu aldı. Ekonomik sorundan dolayı bonservissiz ve kiralık oyunculara yöneldi. İkinci yarı için yepyeni bir takım kurdular. Antalyaspor… Antalyaspor’un kadrosu çok kötüydü ya! Sezon başında belliydi böyle olacağı. Kümede kalabilmek için çok oyuncu aldılar. İyi bir kadro kurdular. Keşke bunu sezon başında böyle sıkıntılı duruma girmeden önce yapsalardı. Podolski, Veysel Sarı, Sinan Gümüş, Jahovic gibi önemli isimler aldılar. Ligin ikinci yarısına renk katacaklarını düşünüyorum. Yineliyorum: bunlar iyi transferler ama bunu keşke sezon başı yapsalardı da böyle telaşa düşmeselerdi. Kasımpaşa ve Ankaragücü de çok transfer yaptı. Diğer alt sıralardaki takımlar için de transfer sezonu hareketli geçti.

Üst sıralarda ise Alanyaspor Cenk Gönen’i ikinci kaleci olarak aldı. Mustafa Pektemek’i de kadrosuna kattı. Mustafa Pektemek benim pek beğendiğim bir oyuncu değil ama Alanya’da alternatif olabilecek bir isim. Forvet oynuyor, kanatta da görev alabiliyor. Alanya orta sahaya da birkaç transfer yapsaydı kadro genişliği için faydalı olabilirdi. Ancak kadrosu zaten güçlü bir takım ve ligde üst sıralardan kopmayacaktır diye düşünüyorum. Beşiktaş yeni teknik direktörü Sergen Yalçın’a imza attırmasının ardından transferin son gününde Boateng’i kadrosuna kattı. Boateng Almanya, İngiltere, İspanya, İtalya gibi liglerde üst düzey takımlarda forma giymiş çok deneyimli bir oyuncu. Burak Yılmaz’ın yerine, yanında ya da arkasında görev yapabilecek bir oyuncu. Beşiktaş’a hareketlilik getirecektir. Galatasaray ise transfere en hızlı giren takım olmuştu. Transfer sezonu başlar başlamaz kadrosuna Onyekuru ve Saracchi’yi katan Galatasaray daha sonra Sekidika’yı almıştı. Bunların yanında Luyindama’nın sakatlığından beri ihtiyaç duyulan stoper transferini gerçekleştiremeyen Galatasaray için bu durum büyük bir handikap teşkil ediyor. Trabzonspor da transfere hızlı bir giriş yapmış ve Ndiaye’yi duyurmuştu. Transferin son gününde ise Guilherme, Da Costa ve Manoel’i kadrosuna kattı. Orta sahası alternatifli ve çok güçlü bir hal alan Trabzonspor şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri olduğunu yaptığı transferlerle de göstermiş oldu. Ligin mesafesi azaldıkça heyecan ve rekabet de giderek artıyor. Başakşehir takımı ise bu süreci herhangi bir transfer yapmadan geçti. Bana göre de pek fazla ihtiyacı yoktu. Zaten alternatifli ve zengin bir kadrosu var. Mevcut kadrosu ile şampiyon olabilecek gücü var. Fenerbahçe limit aşımı nedeniyle uzun süre transfer yapmakta zorlandı. Transferin son gününde Falette’nin lisansını çıkartmayı başardı. Stoper aldı ama o bölgeye iki oyuncu gerekiyor demiştim. Fenerbahçe’de stoper bölgesi alternatifsiz kaldı. Sol bek yine alınamadı. Hasan Ali döndükten sonra o bölgeyi kapatacaktır diye düşünüyorum. Ancak herhangi bir sakatlıkta Fenerbahçe savunması yine devşirme oyunculara başvurmak zorunda kalacaktır. Lider Sivasspor şu sıralar sakatlıklarla boğuşuyor. Kone ve Yatabare’nin sakatlığı nedeniyle transferin son gününde forvet bölgesine Skuletic alındı. Fernando’nun sakatlığında kanatlara alternatif olması için Yasin Öztekin transfer edildi. Yasin bu ligde yıllardır oynayan, şampiyonluklar yaşamış tecrübeli bir oyuncu. Geniş kadroda faydalı olacaktır. Bunun dışında Sivasspor stopere Camara, orta alana ise Claudemir’i alarak kadrosunu güçlendirdi.

Türkiye’de devre arası transfer dönemi önceki yıllara göre daha az maliyetli transferlerle sonuçlandı. Bu da takımlarımızın ekonomik sıkıntılarını gözler önüne seriyor. Bana göre devre arasında en iyi transferleri Trabzonspor yaptı. Yani eksiklerini en iyi kapatan takım oldu. Geriden gelmelerine rağmen şampiyonluğun favorileri arasında gösterilen Galatasaray ve Fenerbahçe bazı eksik bölgelerine çözüm bulamadı. Bunun karşılığını sezon içinde göreceğiz.