Lider Haber

Konya Türküleri ve Kemal Koldaş

Konya Türküleri ve Kemal Koldaş
Mehmet Akif Ertaş( akif@liderhaber.com )
21 Kasım 2019 - 21:57

Konya Türkülerinin İtibarının Sarsılmaması İçin Çaba Harcamış Bir Ses Emekçisi: Kemal Koldaş

Türk Sanat Müziği haline getirilen Osmanlı Musikisi ile profesyoneli şöyle dursun, amatör düzeyde ilgilendikten sonra Türkü formundaki eserleri seslendirmeye başlayanlar, teganni kültürüyle,kuzu sarması olmasalar da bir şekilde bağ kurdukları için, sözü edilen formdaki eserlerin haklarını hakikaten vermişlerdir.

Konya Türkülerini layıkıyla seslendiren Kemal Koldaş, sözü edilen yolda ilerlediği için, söz bu yörenin Türkü formundaki eserlerinin sorun yaşanmadan seslendirilmesinden açılınca akla önce onun ismi gelmektedir.

Çankırı’da Sazcı Kamil olarak bilinen dedesinin dizinin dibinde müziğe merak salan Koldaş, Çankırı’dan İstanbul’a göçen bir ailenin oğlu olarak İstanbul’da dünyaya gelmiş ve arada başka yörelere açılsa da, gırtlağının Konya Türkülerini seslendirmeye yatkın olduğunu kavradığı için, daha çok bu yörenin Türkülerine hayat veren ses olarak bilinmiştir.

1960 yılında, İstanbul Radyosu’na korist olarak giren Koldaş, aynı kurumda iki yıl sonra solo programlarda sahne almaya başlamıştır.

Çalışmalarını, 1965 yılından itibaren, İstanbul Belediye Konservatuarı’nda sürdüren Koldaş, bir taraftan da derlemeci olarak varlığını hissettirmiştir.

Konya’nın yanı sıra; Bolu, Aksaray, Domaniç ve dolaylarından birçok Türkü derleyen Koldaş’ın faaliyetlerini yoğunlaştırdığı yıllarda; Nida Tüfekçi, Neriman Altındağ Tüfekçi gibi isimlerin TRT’de alın teri dökmeleri sadece onun değil, bu müzik türünün hakkını vererek ilerleyenler için bir şanstır. Zira Koldaş ve onun hemdertleri hocalarından, sadece söylemeyi değil, hayat vermeyi, canlandırmayı, eserde anlatılan hikâyeyle içli dışlı olmayı, bunun da yolunun gırtlak yapılarını tanımaktan geçtiğini kavramışlardır.

Konya’nın Türkü formundaki eserleri, bu isimle bilinseler de aslında, Osmanlı Musikisi’nin teganni kültürüne yaslandıkları için onları, sadece Türkü değil, teganni kültürüyle beslenen Türkü olarak konumlandırmak gerekir.

Teganni kültürünün sadece ritmik olmayan eserlerde kendisini hissettireceğini düşünenler, ritmik eserlerde bu kültürün esamisinin okunmaması için âdeta özel çaba sarf etmişler, bu yüzden de ritmikle hareketlinin birbirine karıştığı, Türkü olmaktan uzak parçaların ortaya çıkmasını sağlamışlardır.

Koldaş, bu karışıklıktan payına düşeni almadığı için, onu ritmik eser seslendirirken dinleyen, anlatılan hikâyeye vâkıf olabilmiştir.

Konya yöresinin, bünyesinde ironiyi ziyadesiyle barındıran ritmik Türküleri, oturak âlemlerinde başrolü üstlenmiştir. Sabahattin Ali’nin üç hikâyesinden hareketle senaryosunu Ayşe Şasa ile kaleme alan Yusuf Kurçenli’nin çektiği; Türkân Şoray, Hakan Balamir, Gülsen Tuncer gibi isimleri bir araya getiren, Gramofon Avrat, oturak âlemlerinin Konya ile nasıl özdeşleştiğini anlatması bağlamında da kıymetli bir yerde durmaktadır.

Koldaş’ın sesine sabitlenenler, sadece Türk değil, Avrupa sinemasının kilometre taşlarından olan Gromofon Avrat’ın hem çekildiği, hem de onun zeminini hazırlayan hikâyeler için dirsek çürütüldüğü dönemlere gitmekten kendilerini alamamışlardır.

13 Kasım 2019 tarihinde sonsuzluğa uğurlanan Kemal Koldaş, Konya Türkülerinin itibarının sarsılmaması için çaba harcamış bir ses emekçisi olarak, Türkü formundaki eserlere geçmişle geleceği birbirine bağlayan sapasağlam bir köprü kurmak için hayat vermiştir.

Bu köprünün kurulma aşamasının bilincinde olanlar çoğaldıkça, itibar sarsılması şöyle dursun, artçı şoklarla bile yüzgöz olunamayacaktır.

LİDER HABER.... HABERİN LİDERİ...

porno sex brazzers porno hd porno porn porno seyret hack forum

betmarino aresbet betnano asyabahis mroyun bahigo mobilbahis bets10 imajbet betper