Lider Haber

Nazan Öncel

Nazan Öncel
Mehmet Akif Ertaş( akif@liderhaber.com )
13 Şubat 2020 - 20:29

Rutini Altüst ve Ters Yüz Eden Bir Müziğin İronik Mimarı: Nazan Öncel

Bu yazıya sabitlenen okur, gözlerini; Türkiye’deki varlığını, neoliberalizme borçlu olan kapitalizmin rahminden düşen sözümona günlerden biri olan Sevgililer Günü’nde bile isteye yoracak.
Sözü edilen okurun; Sevgililer Günü’nü cûşa gelerek karşılamayacağı hesaba katılırsa, ondan aynı zamanda santimantal cazgırlık beklemek, bekleyeni hayal kırıklığına düşürecektir.
Santimantal cazgırlık bu okurun; müzikte de tutunduğu ve tutunacağı bir dal olmadığı ve olmayacağı için, yazıyı, okumadan ya da okuduktan sonra, kulağına çalınan Aşkım Baksana Bana isimli eseri, hem, sözü edilen sözümona günü yere göğe koymak gibi bir dertle hazırlanmadığı, hem de buna bağlı olarak, yirmi beşinci saatte etkisini yitirmeyeceği için, parça olarak tanımlanamayacağı bilinciyle dinleyecektir.
Aynı zamanda teferruatı es geçmeyen bir dinleyici olan bu okur, Aşkım Baksana Bana’ya hayat veren ismin diskografisine vâkıf olduğu için, eserinin, Sevgililer Günü özelinde Türkiye’ye karga tulumba getirilen kapitalizmi ve bu işi üstlenen neoliberalizmi, aygıtlarıyla tiye almak için ter döktüğünün de bilincindedir.
Bu isim terini, Aşkım Baksana Bana’yı hazırlama aşamasında değil, müzikle sarmaş dolaş olma yoluna çıktığı andan itibaren dökmüş ve döktüğü için payına sefa sürmekten çok cefa çekmek düşmüştür.
1991 yılında çıkardığı Bir Hadise Var’daki Aynı Nakarat isimli eser; 90’lı yıllardan itibaren yaygınlaşan Türkiye’ye özgü Popüler Kültür’ü ve onun müziğini dolaylı olarak iğne ve çuvaldız yağmuruna tuttuğu halde, eserin ismi sözümona espri malzemesi haline getirilmiş hatta aynı yıllarda, neye, nasıl yükleneceğini, lümpenliği boylarından aşırdıkları için bilemeyen biyolojik bağlamdaki gençleri bir araya getiren Grup Vitamin’in kirden kir devşiren oyunlarının hedefi olmuştur.
Daha sonraki yıllarda esamesi okunmayan bu grubun tek hedefinin sadece Aynı Nakarat ve onu, müzikten hakikaten anlayanlarla buluşturan Nazan Öncel olmadığını unutmadan vurgulamak gerekir.
Gün yüzüne çıkardığı çalışmanın, kirden kir devşiren oyunların nesnesi olmasını, payına cefa çekmenin düşürülmesini Öncel umursamamıştır çünkü müziğini ironiyle beslemiştir.
Kendisi gibi samimi ve hakiki dinleyicisiyle üç yıl sonra buluşturduğu Aşk Beklemez ironinin altının yeniden çizildiği bir albüm olarak dikkati çekmiştir.
1996 yılında vitrinlerde yerini alan Sokak Kızı, Öncel’in hem sosyokültürel, hem de sosyopolitik keşmekeşin analizine ironiyi ıskalamadan giriştiği mücevherlerindendir.
1999 yılına kayıtlı Demir Leblebi, Öncel’in Sokak Kızı’yla sertleşen tavrının taviz tanımayacağının belgesidir.
Albüme adını veren eser, Öncel’i kanayan yaraları itinayla deşen bir müzisyen cerrah olma aşamasına taşımışsa da, bu kıymetli gayreti, Türkiye’ye özgü Popüler Müzik Sektörü’nün başını çekenlerce görmezden gelinmiştir.
Başını çekenlerden biri hatta bizzat başı Sezen Aksu’dur ve müziğe vâkıf olma oyunları oynayanlar, bugün de etkisini hissettiren Aksu ile Öncel’i karşılaştırma gibi boşa kürek çekme faaliyetlerine imza atmışlardır.
Aksu ile Öncel’i kıyaslamak ne ikisine, ne de kıyaslayanlara kâr getirecektir. Zira hem kıyaslama sorunlu bir fiildir hem de Öncel, Türkiye’ye özgü Popüler Müzik’e tam anlamıyla dâhil edilemeyecek bir isimdir.
Öncel’in, 2006 yılında, Aşkım Baksana Bana’yı da bünyesinde barındıran 7’n Bitirdin’e kadarki çalışmaları, onları öylesine dinlemeyenleri, anlayışının yön değiştirmediğini, tam anlamıyla dâhil edilemeyeceği müziğe alet olmadığını gözler önüne sermektedir.
Kadın olduğu için kadınları kayırmak gibi bir zaafa saplanmayan, kadın- erkek ilişki ve aynı zamanda çelişkisine Judith Butler’ın Cinsiyet Belası tespitiyle bakan, bakarken lügat paralamayan, entelektüel gevezelik’e kalkışmayan Öncel’in müziği, rutini altüst ve ters yüz etme derdiyle yanıp tutuşan notaları bir araya getirmeye devam etmektedir.
Bu notaları taşıyan portenin arka plan arkeolojisine girişen karşısında; kırkının da kulpu kırık küp içinden çıkan çeşitkenar bir üçgenle karşılaşacaktır.
Nazan Öncel’in; aşk başta olmak üzere ele aldığı kavramların içini nasıl doldurduğunu, müziğinin mimarisini hakikaten idrak etmek isteyenlerin sözü edilen geometrik şekle ve onun eti, tırnağı olan ironiye hakikaten vâkıf olmaları gerekmektedir.

LİDER HABER.... HABERİN LİDERİ...

porno sex brazzers porno hd porno porn porno seyret hack forum

betmarino aresbet betnano asyabahis mroyun bahigo mobilbahis bets10 imajbet betper