Lider Haber

Seyit Çevik

Seyit Çevik
Mehmet Akif Ertaş( akif@liderhaber.com )
06 Şubat 2020 - 15:40

Bozlak’ı Kemanında ve Sesinde Havalandıran Son Temsilci: Seyit Çevik

Söz, Anadolu’nun Blues’u olarak da bilinen Bozlak’tan açıldığında akla gelen isimler, bu türü bağlamayla hemhâl olarak seslendirmiş, daha doğrusu havalandırmışlardır. Daha çok Neşet Ertaş tarafından kullanılan bu fiil, Bozlak’la örtüşmektedir. Zira Bozlak, ona sabitleneni, düz bir yolda ilerletmez; beklemediği anda göğe bir turna gibi kanat açtırır.
Turna, göğe laf olsun diye kanat açmaz. Amacı, sunasını gözlemektir. Gözlem anlık değildir. Bu, âna sığdırılamayacak olan gözlem sunayı doğal olarak mest eder. İşte Bozlak aslında bu mest edişin ve aynı zamanda mest oluşun hikâyesini anlata anlata bitiremediği için farklı bir yerde durmaktadır.
Bozlak Okulu’nun akademik boyutunu Muharrem Ertaş’la temsil eden Hacı Taşan’ın, kendisini sıklıkla, içinde turnanın geçtiği eserleri seslendirdiği için küçümseyenlere karşı kurduğu cümle de turnanın, Bozlak özelinde Türkü ve Deyiş formlarının olmazsa olmazı olduğunu belgelemektedir:
Hepimiz bir gün toprak olacağız, ölüp gideceğiz ama turnalar, türküler yaşayacak.
Hacı Taşan’ın akrabası olan ve 29 Ocak 2020 tarihinde vefat eden Seyit Çevik, Bozlak’ı kemanıyla havalandırmasıyla dikkatleri üzerine çekmiştir.
Sesi teyzesinin oğlu Hacı Taşan’ın sesini anımsatan Çevik, bu türün hatırı ziyadesiyle sayılır isimleri gibi yola bağlamayla çıkmış ancak daha sonra kemanda karar kılmıştır. Zaten keman, Abdallık geleneğinden gelen Çevik’in yabancısı olduğu bir enstrüman değildir.
Kemanı, bağlamada profesyonelleşmiş isimlerin gölgesinde kalmamak ve sözü edilen geleneği layıkıyla temsil etmek için tercih eden Çevik, Neşet Ertaş’ın desteğiyle, Ertaş’ın da İstanbul’da ve dolayısıyla Türkiye’de tanınmasına yardımcı olan Kadri Şençalar ve İsmail Şençalar kardeşlerle tanışmış ve böylece hem kendi, hem de kemanının sesini Unkapanı’ndan havalandırmaya başladığı bir döneme adım atmıştır.
TRT’nin yöresel folklora odaklı programlarında ağırlanmasına, özgün bir alan açmasına rağmen, kendisinin değil, eserlerinin ön planda olmasını ve izini sürdüğü geleneğe halel getirmemeyi istediği için, popülaritesini artırmak gibi bir çaba içine girmemiştir. Bozlak, Türkiye’ye özgü popüler ve popülist kültürün nesnesi oldurulurken sahnede yer almamıştır çünkü o, Muharrem Ertaş ile Hacı Taşan’ın akademik birikimini 2000’li yıllara kemanıyla taşımak için ter dökmüştür.
Kemanında ve sesinde, Bozlak’ın yapısökümünü gerçekleştiren Çekiç Ali’nin etkisi de hissedilen Çevik; keman gibi, sadece Klasik Batı Müziği’nde yerini almasa da, piyanoda olduğu gibi, illaki Klasik Batı Müziği’ne yelken açtıran bir enstrümanı kırsala benimsettiği halde, yerelliğin laubaliliği tuzağına düşmemesini yine ilham aldığı isimlere borçludur.
Sosyal bilimciler, lümpenlikten, özellikle elitizm makyajlı lümpenlikten nasıl uzak durulacağı üzerinde yoğunlaşırlarken, ne kadar eleştirseler de Avrupamerkezci söylemden istifade ederler. Oysa son temsilcisi Seyit Çevik olan Abdallık geleneği bu soruya berrak cevaplar vermektedir.
Oryantalist refleksle yüzgöz olmamak şartıyla direksiyonlarını Anadolu’ya çevirecek olan sosyal bilimciler, sadece bu değil, birçok konuda feraha kavuşacaklardır.
Önemli olan, onların, feraha kavuşmak isteyip istemedikleri konusunda samimi olmalarıdır. Samimiyeti bir yaldız gibi taşımadıkları müddetçe onlara Anadolu; temsilcilerinin bedenleri toprakla buluşsa da, içinde turnaları barındıran Türküler ve Deyişler gibi yaşayan, Abdallık dâhil olmak üzere birçok geleneğiyle mihmandar olmak için yanıp tutuşmaktadır.

LİDER HABER.... HABERİN LİDERİ...

porno sex brazzers porno hd porno porn porno seyret hack forum

betmarino aresbet betnano asyabahis mroyun bahigo mobilbahis bets10 imajbet betper