Süveydayı Mesken Tutan Notaların Nakkaşı: Cahit Oben

Osman Fahir Seden’in izini takip ederek, gişe kaygısı güden işlere yapımcı ve yönetmen olarak imza atarak Yeşilçam’da kendisini kabul ettiren Ertem Eğilmez’in 1973 yılında çektiği Canım Kardeşim, filmografisinde farklı bir yerde durmaktadır.

Dolan cebini taşırmadığı, yüzünü doğal olarak güldürmediği için üvey evlat muamelesini reva gördüğü bu sinema filmi, sadece yönetmeni değil, senaryo yazarı ve oyuncuları için de ezberi sadece bozmayan, aynı zamanda ters yüz eden bir çalışma olarak Türkiye Sinema Tarihi’ndeki yerini almıştır.

Senaryosunu kaleme alan, Eğilmez’in bu konudaki hem sağ, hem sol kolu olan, diğer senaryolarında komedinin imkânlarından ziyadesiyle istifade eden Sadık Şendil, Canım Kardeşim’de, melodramatik kurgunun kalıplarını un ufak etmekle kalmamış, dramın kapısını aşındırmıştır.

Oyuncular da, belleklerde yer etmeyen karakterleri layıkıyla canlandırmış ve böylece arz-talep dengesine, Arzu Film’in finanse ettiği bir sinema filmiyle de olsa, rıza göstermediklerinin altını çizmişlerdir.

Tarık Akan, Halit Akçatepe ve Kahraman Kral’ın başrollerini üstlendiği; onlara; Adile Naşit, Kemal Sunal, Metin Akpınar ve Necdet Yakın eşlik ettiği Canım Kardeşim’in, anlatılan hikâyeyi zenginleştiren müziği de başrol oyuncuları arasındadır.

Adana Altın Koza Film Festivali’nde, En İyi Film Müziği dalında ödüle layık görülen Canım Kardeşim’in müziklerini hazırlayan Cahit Oben, Şendil’in drama yönelen metnini, dramla trajedi arasında salınan notalarıyla yeniden okuyan bir kompozisyonu somutlaştırdığı için geri planda kalmamıştır.

Kartal Tibet’in yönettiği, 1983 yılına kayıtlı; Kemal Sunal, Nilgün Bubikoğlu, Reha Yurdakul gibi isimleri bir araya getiren En Büyük Şaban’ın müzikleri de Canın Kardeşim’in müziklerini hazırlayan Oben’in imzasını taşımıştır ve diğerinde olduğu gibi, hikâye, müzik sayesinde yavanlık zaafına saplanma tehlikesiyle yüzgöz olmamıştır.

Oben’in müziğinin, Rock ile Pop’ u birleştirdiği yazılıp çizilmişse de sözü edilen türlerin ötesine geçen bir yapısı vardır.

Henüz hayatının baharında, on dokuz yaşındayken Altın Mikrofon Yarışması’nda, Her Gün Kavga adlı şarkısıyla sahneye çıkan; müziğe adım attığı yıllarda Sailors, daha sonra; Fikret Kızılok, Koray Oktay ve Erol Ulaştır ile Cahit Oben Dörtlüsü’nü kuran müzisyen sadece enstrümanistliği ve solistliğiyle değil, orkestra şefliğiyle de göz doldurmuştur.

Bilge Olgaç’ın 1970 yılında kamera arkasına geçtiği Linç’e de nota bezeyen; Eurovision Şarkı Yarışması’nın Türkiye elemelerine iki kez katılan; Turizm Bakanlığı’nın 1993 yılında verdiği, Son 35 Yılın 35 Bestecisi ve 2010 yılında Altın Kelebek ödüllerine layık görülen; Melih Kibar, Füsun Önal, Yeşim gibi Türkiye’ye özgü Popüler Müzik’in kilometre taşlarıyla da performans

sergileyen Oben, yüreğe dokunmakla ve onu titretmekle kalmayan, Metin Altıok’un kaleminde anlamını artıran süveydayı mesken tutan notaların nakkaşıdır.

Kısa adı LÖSEV olan Lösemili Çocuklar Vakfı’nın tanıtım reklamlarında da Canım Kardeşim için hazırladığı tema kullanılan Cahit Oben’in müziği, bugünün, melodramdan sonra dramla trajediyi de sulandıran müzisyenlerine bir yol haritası sunmuştur.

Sulandırma filline son vermek isteyen müzisyenler için; sunum ile servis etmeyi karıştırmamak, süveyda yoluna çıkmadan önce, yolun kendisi olma kültürünü özümsemek lüks değil, zorunluluktur.