Lider Haber

Vedat Sakman

Vedat Sakman
Mehmet Akif Ertaş( akif@liderhaber.com )
27 Aralık 2019 - 8:45

Usulca İlerleyerek Şehrin Enstantanelerini Mekân Tutan Müzisyen Bir Ozan: Vedat Sakman

Müzik reklamın olmazsa olmazıdır. Reklam, ister,  göklere çıkarılsın, yerden yere çalınsın isterse, anlattığı hikâyesini belleklere müzikle kazır.

Bu gerçeğin ziyadesiyle bilincinde,  reklam ve müzik sektörlerine aynı oranda hâkim olan Sarper Semiz’in, Fıratpen şirketi için hazırladığı cıngıl, 1997 yılında ekranda arzıendam ettiği andan itibaren dillere pelesenk olmuştur.

Müzikle organik bağlantısı olmayanlarca da benimsenen, Semiz tarafından seslendirilen  Tut şunun ucunu döşeyelim abi, Fıratpen’in alametifarikası olmuştur ama cıngılın Tut şunun ucunu götürelim abiden türetildiğini, türetilen eserin de Vedat Sakman’ın elinden çıktığını, Sakman’ı odağına alan dinleyici anlayabilmiştir.

Sakman’ı odağına alan dinleyici; neoliberal söylemin tıklım tıkışlığını umursamamakla; kalitenin değil, niteliğin kitleselleşmesini önemsemekle; bir müzisyenin, gerektiğinde eserini reklam cıngılı olarak kullanabileceğini de hesaba katmakla Sakman’la ortak paydada buluştuğu için onu anlamış, suçlama, yargılama, yok sayma gibi tercihleri yeğlememiştir.

Tut şunun ucunu götürelim abi, müzik yolunda ilerlemeye başladığı andan itibaren ironiden beslenen Sakman’ın, Türkiye’ye özgü neoliberal söylemi iğne ve çuvaldızlarından nasiplendirmek için gün yüzüne çıkardığı çalışmalarındandır.

Eserinin reklam cıngılı olarak kullanılmasına izin vermekle Sakman, aynı stratejiyi takip eden, sözgelimi bir Zülfü Livaneli ile bu bağlamda bir arada ele alınamaz. Çünkü Sakman, sosyalist dünya görüşünü kimsenin gözüne sokmadan bugünlere gelmiş bir isimdir ve bugünlere gelirken kimse onun, sosyalistlikten sosyal demokratlığa terfi ettiğine, zamanla, sosyalliği ve demokratlığı işine geldiğinde kullandığına, bunların üstüne bir de kanaat önderliğini eklediğine şahit olmamıştır.

Sakman’ın müziğinin, Türkiye’ye özgü olsun, olmasın popüler veya popülist anlayışlarla da doğrudan ve dolaylı bağlantısı yoktur. Zira o, 2002 yılında çıkardığı albümüne adını veren eserinde olduğu gibi Usulca ilerleme derdindedir.

Sözlüklerdeki karşılığı; Yavaşça, Sessiz bir biçimde olan Usulca, Sakman’ın elinde dizginsizliğe işaret etmiştir ama Sakman, sabitlendiği her kelimeye gerçekleştirdiği işlemi onda da denediği onu da estetiğin haddesinden geçirdiği için, dinleyici dizginsizliği ancak arkeolojiye girişerek hissedebilmiştir.

Sakman’ın Şehir Ozanı olarak konumlandırılması boşuna değildir. Zira müzisyenlik merdiveninin basamaklarını,  Konya’da, Saz ve Söz Ustası olarak bilinen ve bu özelliğine şapka çıkarılan babası Mazhar Sakman’ın rahleitedrisinden geçerek çıkmaya başlamış ve bu gayretini profesyonelleştiğinde yitirmemiştir.

Şehir Ozanı yerine Kent Ozanı tabiri kullanılsa da ikincisinin, Türkiye kent kültürünü layıkıyla özümseyemeyen bir ülke olduğu hesaba katılınca havada kaldığının unutulmaması gerekir.

Ozan şairden, dünyanın neresine seslenirse seslensin, ayaklarını toprağa bastığını, toprağı hissettiğini bilmesiyle ayrılır. Toprağı ve toprağın doğallığını hissettirdiği için Sakman’ı  Şehrin Müzisyen Ozanı  olarak konumlandırmak mümkündür.

Sözünde ve müziğinde patriyarkal söylemin hâkim olmasına izin vermeyen, Zuhal Olcay, Leman Sam gibi kadın solistlerin seslendirdiği birçok eseri de imzalayan, aynı zamanda, es geçilen enstantanelerin gözlemcisi olan Sakman’ın müzisyenliği, enstantaneleri mekân tutan şiirlerin şairi Deniz Durukan’ın kaleminden çıkan, Usulca Vedat Sakman üst başlıklı Müzisyen’de ayrıntılarıyla ele alınmıştır.

Bu yılın Şubat ayında, hep kitap etiketiyle okurla buluşan kitabında Durukan; Sakman’ın müziğini, sosyopolitik ve sosyokültürel bağlamlarıyla inceleyerek Hanns Eisler’e ait, Sadece müzikten anlayan, müzikten aslında hiçbir şey anlamaz cümlesini somutlaştırmıştır.

Şairliği kadar, ince eleyip sık dokuma fiilinin merkeze oturduğu müzik yazıları, şiirlerindeki, enstantaneleri mekân tutma düşüncesinin izini sürdüğü söyleşileriyle de bilinen Durukan’ın, sözü edilen çalışmasıyla hakkı teslim edilen Vedat Sakman; kavramdan kargaşa, kargaşadan kavram devşirilen Hız Çağı’na, sözüyle, müziğiyle, Usulca müdahalelerde bulunmaya devam etmektedir.

Bu müdahaleleri idrak etmek için;  Hız Çağı’nın deformasyona uğramaya meyilli kişisi olmaktan kurtulmak, önce kendisinden, sonra içinde yaşadığı toplumdan ve dünyadan sorumlu birey olma yolunda ilerlemek gerekir.

 

 

 

LİDER HABER.... HABERİN LİDERİ...

porno sex brazzers porno hd porno porn porno seyret hack forum

betmarino aresbet betnano asyabahis mroyun bahigo mobilbahis bets10 imajbet betper